Site açılış tarihi: 27 kasım 2012
Geçen ayki Günlük ort. ziyaret: .. 174
Ay içinde en yüksek ziy sayısı: .242
Geçen ayki ziyaretçi sayısı: . 5234 (Mayıs 2023)
Toplam ziyaretçi sayısı: 852 224

Kitaplar » Su Ürünleri Yetiştiriciliği » Kalkan Balığı Yetiştiriciliği



Karadenizde bulunan kalkan balığı . Latince Psetta maxima olarak bilinmekle bgeraber son yıllarda latince isminin pasetta macticus olduğu üzerinde bilgiler vardır.


 

     KALKAN BALlĞI YETİŞTİRİCİLİGİ

     Kalkan Karadeniz'in en tanınmış balığı olup zeminde yaşayan bir dip balığıdır. Boğazlar, Ege, Marmara ve Akdeniz'de seyrek rastlanır. Gezici balık değildir. Bütün hayatı dipte yatmakla geçer. Batı Akdeniz, Atlas Okyanusu ve Şimal Denizi'nde kalkanını diğer türleri yaşamaktadır.

     Ülkemizde bulunan ve üzerinde çalışılan tür Psetta maxima türüdür. Latince olarak psetta maxima olarak bilinmekle beraber son yılarda latince isminin Psetta macotice ve Psetta macticus olduğu üzerinde bildirişler vardır

      25-30 yıllık ömrü olan Kalkan Balığı 1 ın. boya erişebilir. Sahillerde 5-10 m.den başlayarak 300-400 ın. derinliklere inebilir. Etçil ve fazlasıyla obur bir balıktır. Erkekleri 5-6, dişileri ise 6-7 yaşlarında olgunlaşıp üremeye geçebilir. Doğada üremeleri 1O-150C sularda Nisan'dan Haziran'a kadar sürer. Milyonlarca yumurta vermesi yanında etinin lezzeti ve verimliliği ile ekonomik değeri oldukça yüksektir.

      Son yıllarda yetiştiriciliği konusunda büyük ilgi duyulan balıklardan bir tanesidir. Kore'de bir dip balığı olan halibut yetiştiriciliği konusunda son yıllarda izlenen gelişmelerin yakın yıllarda ülkemizde de kalkan üzerinde izlenmesi mümkündür. İngilizeesi "Turbot" olan kalkan balığı yetiştiriciliği üzerinde ilk kez 1986'da İngiltere'de sadece bir işletmede 100 ton üretilmiştir. Daha sonra yetiştiricilik çalışmaları hızlanmış ve başarılı olarak kalkan yetiştirmeyi mümkün kılan yetiştirme teknikleri ortaya konulmuştur. 2004 yılı için Avrupa'da ki 2 kuluçkahanede 750.000 yavru üretildiği ve 2005 yılı için 750 ton üretim tahmin edildiği belirtilmektedir. Yetiştirme tekniği çipura ve levrek balığına benzediği için bu balıklar için kurulan üretimhanelerde de kalkan larvası üretiminin ele alınması mümkün görülmektedir. Kalkan damızlıklarından ayarlanabilen su ortamında ışık kontrolü ile yıl boyu yumurta üretilmesi de mümkün kılınmış bulunmaktadır. Balıklar iyi bir ortamda doğal yumurtlamakta ve larva üretiminde yapay yem, ucuz balık eti kullanılmakta ve 2 yıllık bir yetiştirme sonucu balıklar 1.5-2 kg. olduğunda pazarlama yapılmaktadır.

      Son yıllarda kalkan yetiştiriciliğinde ki gelişmeler çok ümit vericidir. Kalkan balıklarının 18-24 ayda pazarlanacak boya ulaştırma teknolojisi ortaya konulmuş bulunmaktadır. İspanya, Fransa ve Norveç'te bu konuda başarılı çalışmalar vardır. Ülkemizde de kalkan balığı yetiştiriciliği konusunda yapılan uygulamalar başarılıdır ve gelecek için ümit vermektedir. Bu konuda başarı, uygulamada teknik açıdan bilinçli olmak ve yetiştirmede her konuda titiz davranılmasıdır.

     YAVRU ÜRETİMİ
     Kalkan balığı yavrusu yetiştiriciliği hakkında; Tarım ve Köy işleri Bakanlığı bünyesinde Trabzon Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü ve Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı işbirliğinde 1997 yılı Nisan ayında "Karadeniz'de Balık Yetiştiriciliğinin Geliştirilmesi Projesi" adı altında başlatılan beş yıllık proje kapsamında kalkan balığı yavru üretimi ve yetiştirme teknikleri üzerinde çalışılmıştır. Bu proje sonuçları açıklanmış bulunmaktadır. Ülkemizde kalkan balığı yavrusu yetiştiriciliğinin yumurta aşamasından itibaren ülkemizde ilk başarıldığı bir kuruluş olarak burada elde edilen sonuçlardan yararlanarak kalkan yavrusu üretiminde izlenecek yol ortaya konulmaya çalışılacaktır. Bu arada proje kapsamında çalışanlara teşekkür etmeyi ve kutlamayı da bir borç bilirim.

     DENİZ SUYU ALIM SİSTEMİ: Kalkan kuluçkahanesinin planlama aşamasında, su alım sisteminin tasarımı (dizaynı) teknik ve ekonomik açılardan büyük önem arz etmektedir. Teknik açıdan bakıldığında, suyun antılması veya kalitesi ile ilgili uygun olmayan özellikleri kuluçkahanede başarısızlığa veya üretimin düşmesine neden olacaktır. Deniz suyu alım sistemi esas olarak 3 üniteden oluşmaktadır:

(a) su alım ünitesi,
(b) birinci filtrasyon (gerekli görüldüğü taktirde) ve rezerv ünitesi,
c) ikinci filtrasyon ve sterilizasyon ünitesidir.

      SU ALIMI: Su denizden çeşitli yöntemlerle alınabilir. Karadeniz'deki uygulamada iki ayrı derinlikten su sağlanmıştır. Kuluçkahaneye giren su sıcaklığında ani dalgalanmaları önleyebilmek amacıyla, deniz dibine döşerıen iki boru hattı ile biri kıyıdan 500 m açıktan ve 15 m derinlikten, diğeri ise 650 m açıktan ve 40 m derinlikten olmak üzere iki yerden su alımı gerçekleştirilmiştir. Yaz ayları boyunca farklı derinliklerden alınan farklı sıcaklık1ardaki deniz suyu karıştırılarak kalkan için arzulanan su sıcaklığı sağlanmaktadır.

     BİRİNCİ FİLTRASYON ve REZERV ÜNİTESİ: Projede, farklı derinliklerden gelen deniz suyu 100 cm kalınlığında antrasitten oluşan ön-filtrelerden C1.5mm çapında) geçirilerek, rezerv tanklarında depolanmakta ve buradan kuluçkahanedeki stok tanklarına transfer edilmektedir.

     İKİNCİ FİLTRASON ve STERİLİZASYON: Bu aşamada deniz suyu tekrar, bu kez mekanik kum filtresinden geçirilir. Mekanik kum filtresi 0.8 mm çapında antrasit ve farklı büyüklüklerde kum içerir. Deniz suyu daha sonra 5 prn'luk kartuş filtrelerden geçirilir. Son olarak, filtre edilmiş deniz suyu (bundan sonra "deniz suyu" olarak anılacaktır) içerisindeki patojen organizma yükünü minimum düzeye indirebilmek amacıyla ultraviyole cihazından geçirilerek sterilize edilir. Tüm bu işlemlerden geçen deniz suyu bina dışındaki üretim birimleri ve tüm kuluçkahane birimlerine dağıtılmaktadır.

     Üretim sezonu dışında, deniz suyu sağlayan boruların iç yüzlerinin elle temizlenmesi önemle tavsiye edilmektedir. Bu nedenle, boruların yerleşim ve bağlantılarının kolay temizlenmeye elverişli olması göz önünde tutulmalıdır.

     Deniz suyu sağlama sisteminin kapasitesinin belirlenmesinde her bir ünitenin gereksinimleri esas alınır. Projede kurulan sistem maksimum 2.400 m/gün sterilize deniz suyu sağlayabilecek kapasiteye sahiptir. Bu su miktarı araştırma ve üretim faaliyetleri için gerekli olan deniz suyunu içermektedir. Sistem, oldukça kompleks olup, yalnızca yavru üretimi değil aynı zamanda çeşitli araştırma faaliyetleri için de kullanılabilmektedir. Tamamen ticari amaçlı bir tesis için çok daha basit ve ucuz bir sistem kullanılmalıdır.



Tanklarda yetiştirilmiş kalkan yavruları ve genç bireyler



      HAVA TEMİNİ: Her tank için hava sağlanmalıdır. Söz konusu tanklar için gerekli olan hava miktarları ilgili bölümlerde ayrı ayrı açıklanmıştır.

     ISITMA SİSTEMİ: Yavru üretiminde daha iyi sonuçların elde edilebilmesi. için ısıtma sistemi zorunludur. Bu amaçla projede, biri yedek ol- mak üzere kapasiteleri 200 x103 kcal/dak ve 400 xl03 kcal/dak olan iki set kazan sistemi tesis edilmiştir. ısıtma sisteminin sürekli ve güvenilir bir şekilde çalışmasını sağlamak ve meydana gelebilecek anza . risklerini ortadan kaldırmak amacıyla kullanılanyakıtın (fuel oil) kalitesine dikkat edilmesi gerekmektedir.

     TANKLAR: Kalkan yavru üretiminde, canlı yem ve yavru üretim için farklı büyüklüklerde tanklara ihtiyaç vardır. Bu tanklar için vazgeçilemez şartlardan biri iç yüzeylerinin düzgün yani pürüzsüz olmasıdır. Hijyenik koşulların sağlanabilmesi için pürüzlü yüzeyler tavsiye edilmemektedir.

     YILLIK PLAN
Yıllık bir çalışma planı aşağıdaki faaliyetleri içermelidir.
• Tesis bakım onarımı
• Ekipman bakım onarımı
• Doğal yem organizmalarının üretimi
• Döllenmiş yumurtaların elde edilmesi
• Yavru üretimi 
     Aşağıdaki tabloda her bir ana faaliyet altında yer alan kısa aktiviteler ve bunların gerçekleştitildiği zaman arasındaki ilişkiler sunulmuş bulunmaktadır. Eylül ayında kalkan yavrularının hasat edilip transferinden sonra Ekim ayında üretim tanklarının boyanması ile yeni sezon yavru üretimi için hazırlıklar başlar. Bir sonraki faaliyet Kasım ayından Şubat ayına kadar' olan dönemde gerçekleştirilen alg (fitoplankton) ve rotifer stok kültürlerinin bakımı ve ayarlanmasıdır. Şubat ayında ekipman bakım-onarım işleri ve deniz suyu sağlama sisteminin dezenfeksiyonu ana aktiviteleri oluşturmaktadır. Üreme sezonuna başlamadan hemen önce Mart ayında yoğun alg ve rotifer üretimi yapılır. Nisan ve Mayıs aylarında alg ve rotifer yoğun kültürü, suni dölleme ve larva yetiştiricili
ğini içeren tam kapasite yavru üretim faaliyetleri gerçekleştirilir. Haziran ve sonraki aylarda larva ve yavru yetiştiriciliği ana aktiviteleri oluşturur Eylül'de yavruların ilk grubu hasat edilerek çiftliklere transfer edilir.


     CANLI YEM ÜRETIMİ
     Kalkan yavrusu üretiminde başarıda etken olan en önemli konu beslemedir. Larva beslemede kullanılan rotifer üretiminde başarılı olmak gerekir. Bu konuda rotifer yetiştiriciliği bölümünde yeterli bilgi sunulmuştur. Ayrıca rotiferlerin beslenmesinde kullanılacak fitoplankton üretimi de önemli bir konudur. Artemia yumurtalarından larva üretilerek Kalkan yavrusu besisinde kullanılması çalışmalarında da bir aksaklık olmamalıdır. Bu konuda Fitoplankton, rotifer ve artemia bölümlerinde gerekli bilgiye ulaşabilirsiniz.

     DÖLLENMİŞ YUMURTA TEMİNİ
     DOGADAN YAKALANAN ANAÇ BALIKLARIN YÖNETİMİ

     Kalkan balığı yavru üretiminde, yumurta temini için gerekli damızlık (anaç) balıklar iki kaynaktan temin edilebilir:

(a) doğadan yakalama,
(b) kuluçkahanede üretilip yetiştirilmiş balıklardan seçme.
Yumurtalar, kuluçkahanede yetiştirilen damızlık balıklar olgunlaşana kadar doğadan yakalanan anaçlardan sağlanabilir.
Yüksek kalitede döllenmiş yumurta elde edebilmek için damızlık stok yönetimi son derece önemlidir. Hormon uygulamasıyla garnetlerin (yumurta ve spermatozoa) olgunlaşmasının teşvik edilmesi ve yapay dölleme önemli temel tekniklerdir.

     ANAÇ BALIKLARIN YAKALANMASI ve KULUÇKAHANEYE NAKLİ

     ÜREME GÖÇÜ: Karadeniz'de kalkan balığı üreme dönemi olan Mart ayı ortasından Mayıs ayı ortasına kadar derin sulardan daha sığ sulara göç etmektedir. İki yaşın üzerindeki erkekler ve üç yaşın üzerindeki dişiler damızlık olarak kullanılabilir. Bu dönemde, Doğu Karadeniz'de (Trabzon açıkları) yüzey suyu sıcaklığı, Mart ayında 8,4°C'den Mayıs ayında 16,9°C'ye yükselir.

     AVLAMA: Özel olarak trol çekilerek yakalanan anaçlar, avlanma süresinin kısa olması nedeniyle fiziksel kondisyonları bakımından daha iyidir ve tercih edilir. Bu nedenle, iyi kalitede anaç sağlamak için 'balıkçılar tarafından yerleştirilen uzatma ağlarının kısa sürede toplanması gerekmektedir. Bu da balık yetiştiricileri ve balıkçılar arasındaki iyi bir koordinasyonla sağlanabilir.

     NAKİL: Anaç balıkların taşınması için fiberg- las (FRP) tanklar (örneğin, 1 m x 1 m x 05 m) kullanılır. Tankın yaklaşık 2/3'si deniz suyu ile doldurulur ve havalandırılır. Tanklara m2'ye bireysel ağırlıkları 2-7 kg. arasında değişebilen yaklaşık 4-6 anaç stoklanabilir. Nakil araçları ile balık taşıma mesafesi genellikle 5-20 km.'dir ve sadece birkaç saat alır.

     ANAÇ BÖLÜMÜ
     Kaliteli anaçları seçmek ve doğadan getirilen anaçlardan kuluçkahanedeki balıklara hastalık bulaşma riskini en aza indirmek için, doğadan gelen balıkların ön kontrolü iyi yapılmalıdır. Bu işlem, balıklar yapay döl alımı amacıyla ol- gunlaşma tanklarına transfer edilmeden önce pa- tojen taşıyıp taşımadıkları kontrol edilmek suretiyle arzulanan özelliklere sahip balıklar belirlenerek ve koruyucu tedbirler alınarak gerçekleştirilebilir.

     Balıklar kuluçkahaneye getirildiğinde, her balık ayrı ayrı 30 i su içeren 40 l'lik kaplara yerleştirilir. Yukarıda bahsedilen anaç seçimi bu aşamada gerçekleştirilir ve seçim tamamlanıncaya kadar havalandırma (4 l/dak x 1 adet hava taşı) yapılır.



Norveç te kalkan besisi yapılan dış havuzlar ve pek çok balık larvası üretimi için kurulmuş araştırma amaçlı bir tesis. Son yıllarda deniz balıkları larvası üretimi için kurulan tesisler çok modern ve her türlü teknolojiden yararlanılması gereken çalışmalardır. Yatırım miktarları yüksek fakat elde edilen ürünlerin değeri de çok fazladır


     Damızlık balıkların seçiminde göz önünde tutulan kriterler:

1) Balığın sağlık durumu,
2) Balığın normal morfolojik (fiziksel) özelliklere sahip olması,
3) Balığın yaralı olmaması, özellikle genital açıklık kenan boyunca uzatma ağı kullanımının neden olduğu yaralanmalara dikkat edilmelidir.

     SAGLIK KONTROLÜ: Trematodlar ve nematodlar gibi bazı parazit türleri için balıklar gözle incelenebilir. Ancak, protozoa enfeksiyonları için solungaç ve deriden alınan örneklerin mikroskop altında incelenmesi gerekmektedir.

     Solungaçtan örnek alınırken operkulum, solungaçlar ortaya çıkacak kadar hafifçe açılır ve bir spatula ile dikkatlice kazıntı alınır. Deri örneğinin alınmasında ise balığın gözünün bulunduğu üst tarafından spatula ile kazımak suretiyle
biraz mukoza toplanır. Alınan örnekler lam lamel arasına yerleştirilir ve mikroskop altında incelenir. Trichodina sp., Icbtyopodo sp. ve Scuticiliata sp. gibi bazı protozoa türlerine sık sık rastlanabilir.


     BAKTERİYEL ve PARAZİTER HASTALIKLARA KARŞI KORUYUCU ÖNLEMLER

     Seçilen anaçlar, olgunlaştırma tanklarına aktarılmadan önce genel gözlem ve hastalık tedavisi için öncelikle karantina tanklarına yerleştirilir. Bu koruyucu tedbirler, muhtemel hastalık ve parazitlerin bulaşma riskini en aza indirir. Antimikrobiyal ilaçların seçimi ve kullanımı kuluçkahaneye hastalıkların bulaşmasını önleme bakımından son derece önemlidir.

     Anaç balıklar birbirini takip eden iki aşamada tedavi edilir: Bu tedavi esnasında 40 lt'lik plastik leğenler kullanılır. Bu plastik leğenler 30 lt deniz suyu ile doldurulur ve sonra antiprotozoer ilaçlar ilave edilir ve karıştırılır (Aşama 1).
Bir saat sonra, balıklar tedavinin ikinci aşaması için diğer plastik leğene konulur ve burada 1 saat tutulur. Tedavi süresince 0,6 l/dak. oranında havalandırma sağlanır.


Aşama 1. Formaldehit -------- 100 ppm
Bakır sülfat (CuS04 . SHP) -------- 0.5 ppm
Aşama 2. Furazolidon -------20 ppm veya
Sodium nifurstirenat -------10-20 ppm

       OLGUNLAŞMlS BALIKLARIN SEÇİMİ 
       CİNSİYETİN BELİRLENMESİ: Üreme sezonu süresince, ilk yapılan işlemlerden birisi balıkların genel görünümlerinin gözlenmesidir. Karınıarı şiş ve hafif sarkık olan balıklar dişi, düz ve sert olanlar ise erkektir. Cinsiyetin karın yapısından belirlenemediği durumlarda, masa lambası ile aydınlatma metodu kullanılabilir

      OLGUNLAŞMANIN KONTROLÜ:
      Erkeklerde: Pelvik (karın) yüzgeçlerin he- men önünden başlayıp ürogenital açıklık yakınına kadar birkaç kez hafifçe baskı uygulanır. Balık tamamen olgunlaşmışsa, ürogenital açıklıktan genellikle sıvımsı ve açık beyaz renkte süt
akar. Eğer süt gelmiyorsa, bu balıklar ya olgunlaşmamış veya sütünü bırakmıştır ve bunlar yumurtaların döllenmesinde kullanılmazlar.


     Dişilerde: Dişi balıkların olgunlaşıp olgunlaşmadıkları elle sağım ya da kanülasyon yapılarak kontrol edilebilir. Olgunlaşmış dişilerde karın bölgesi hafifçe sıvazlandığında yumurtalar genital açıklıktan kolayca çıkar. Eğer balık olgunlaşmışsa, hemen sağılmalıdır. Henüz tam olarak olgunlaşmamış dişilerde karın sertçe sıvazlansa dahi yumurtalar çıkmayabilir. Eğer anaç balıklardan yumurta gelmiyorsa, kanül ile gonad (oosit) örneği alınır. Kanül 50 cm uzunluğunda ince polietilen tüp (0.7 mm ve L.5 mm çapında) kullanılarak yapılır. Polietilen tüp genital açıklık içerisine yaklaşık 30 cm veya direnç hissedilene kadar nazikçe yerleştirilir. Oosit örnekleri tüp içine ağızIa sifon yapılarak emilir ve daha sonra kanül geri çekilir. Kanüldeki oosit örneklerini almak için ucu iğneli 1 ml'lik bir şırınga kanülün bir ucuna yerleştirilir ve iyice sıkıştırılır. Örnek, şırınga ile Turbot Ringers solüsyonu doldurulmuş küçük şişeleriri içine üflenir ve mikroskop altında incelenir.

     MİTROSKOPİK MUAYENE İLE OLGUNLUK KONTROLÜ
ERKEKLERDE: Sperm aktivitesi mikroskop altında 100'lük büyütme ile incelenir. Bu amaçla, ilk önce, lam üzerine bir damla deniz suyu yerleştirilir, sonra üzerine bir miktar süt ilave edilir ve mikroskop altında gözlenir. Spermin normal canlılığı, deniz suyu ile sürün karıştırılmasından sonra amipsi çırpınma hareketiyle belirlenir.

     DİŞİLERDE: Oosit çapının ölçülmesi için bir miktar yumurta lam üzerine yerleştirilir. Ölçüm mikroskop altında 40'lık büyütmede yapılabilir. Oosit çapı 400 mm' den büyükse (n=100), balık yumurtlama amacıyla kullanılabilir, şayet 400 mm' den daha küçükse (n=100) bu anaçlar henüz yumurta alımı için kullanılamaz, fakat anaç olarak muhafaza edilir.

e. Olgunlaşma Tanklarına Stoklama


     SU KALİTESİ

     Olgunlaşma tanklarında sıcaklığı kontrol edilebilen %015-18 tuzluluğundaki deniz suyu
kullanılır.

     OLGUNLAŞTIRMA TANKI: Olgunlaştırma tankı 1x2x0.5 m ebatlarında, FRP'den yapılmıştır ve ortasından bölme ile ayrılmıştır. Bu tanklardan proje kuluçkahanesinde, 4 adet ve adaptasyon amacıyla 1x1x0.5 m ebadında iki adet kullanılabilir. Bu tankların bulunduğu bölmedeki ışık yoğunluğu floresan lambalar kullanılarak yaklaşık 100 lüks civarında kontrol edilir, fakat gündüz gün ışığı etkisi altındadır. Uygun su değişim oranı, yaklaşık günde %900'dür ve havalandırma (4 I/dak x 1 havataşı/m-) sağlanır. Üreme dönemi boyunca sıcaklık titanyum ısıtıcılar (1kw) kullanılarak 15 °C'de tutulur.

     STOKLAMA: Öncelikle, anaç balıklar adaptasyon tanklarına (1x1x0.5 m) alınır, yaklaşık 1 gün içerisinde doğal deniz suyu sıcaklığından ClOOC) olgunlaşma sıcaklığı olan 15°C'ye ya-
vaşça adapte edilir ve olgunlaştırma tanklarına transfer edilir. Anaç balıklar, olgunlaştırma tanklarına m'ye 2-4 balık (bireysel ağırlık 2-7 kg) düşecek şekilde stoklanabilir. Balıkları fiziksel stresten korumak için aşırı stoklamadan kaçınılmalıdır.

     DAMIZUK STOK YÖNTEMİ: Olgunlaştırma tanklarında ölü yumurtaların çürümesi sonucu su kalitesinin bozulmasını önlemek için, tank dipleri günlük olarak sifonla temizlen
melidir. Arzulanan su kalitesini muhafaza edebilmek için yumurtlama süresince balıklara yem verilmez.



Işık yardımıyla cinsiyet saptanması. Karınları dolu olanlar dişi düz olanlar erkektir. Ayrıca erkeklerin rengi daha kızılımsıdır.


       DÖLLENMİş YUMURTA TEMİNİ
       YUMURTLAMANI TEŞVİKİ VE YAPAY DÖLLEME 
       HORMON HAZIRLANMASI

       ERKEK İçİN: Human chorionic gonadotropin (HCG - İnsan Korionik Gonodotropin hor-
monu) ve White salmon pituitary gland (WSPG - Somon hipofizi) iyice karıştırılır ve seramik kasede homojenize edilir. Hazırlanan hormon şırınga ile çekilir ve hemen balığa enjekte edilir.
 
     DİŞİ İÇİN: 5 mg Luteinizing Hormone - Re- leasing Hormone analogue (LHRH-a: Luteinizan hormonu salgılatma hormonu türevi) ile 1 ml %60'lık ethanol seramik kapta karıştırılır ve daha sonra 625 mg kolesterol ilave edilir ve tekrar iyice karıştırılır. Hazırlanan karışım alüminyum fo-
lyo ile sarılır ve oda sıcaklığında bir gün bekletilir. Ertesi gün 125 mg kakao yağı ilave edilir ve iyice karıştırılır. Hazırlanan hormon pelet kalıbı kullanılarak 30 mg'lık peletler haline getirilir. Her pelet 200 mg LHRH-a hormonu içerir. Pelet haline getirilen hormon bir cam şişeye konulur ve derin dondurucuda -20°C'de kullanılıncaya kadar muhafaza edilir.

     HORMON UYGULAMASI: Hormon uygulaması sadece süt veren olgun erkekler ve oosit çapı 400 mm'den büyük olgunlaşmakta olan dişilere yapılabilir. Hormon Dozajı:

     Erkekler için:kg. canlı ağırlığa 500 IU HCG ve 7 mg WSPG, Dişiler için: kg canlı ağırlığa 100 mg pelet LHRH-yeterlidir.

     ERKEKLERDE: Enjeksiyon 10 ml şırınga ile 18 numaralı iğne kullanılarak yapılır. Hormon balığın sırt kısmına, dorsal yüzgecin yakınında, kas içine enjekte edilir.

     DİŞİLERDE: LHRH-a'nin pelet formu, dorsal yüzgecin yakınında, kas içine metal tüp kullanılarak yerleştirilir.

     ANAÇ BALIKLARIN SAĞIMI
     Öncelikle, balıklar olgunlaştırma tanklarından alınırlar ve yapışkan tuzları uzaklaştırmak için vücutları tatlısu ile yıkanır. Sağılacak balık, sağım masasının üzerine yerleştirilir ve vücutları bir havlu ile dikkatlice silinir. Daha sonra, üre vs içeren boşaltım sıvısını uzaklaştırmak için, anaçların ürogenital ve genital açıklıklarının çıkış kısmı sıvazlanır. Balığın çırpınmasını önlemek için, baş kısmı bir havlu ile örtülür. Anestezi gerekli değildir.


     SAĞIM, SÜT ve YUMURTALARI HAZIRLANMASI: Spermler yumurtalardan daha uzun süre muhafaza edilebildiğinden erkekler, dişilerden önce sağılır. Süt veya semen ürogenital açıklık civarındaki karın bölgesi sıvazlanarak toplanır. Sağılan süt 1.5 mm. çapındaki silikon tüp içerisine şırınga yardımıyla toplanır ve şırıngalar dölleme anına kadar bir kutu içerisindeki buzda muhafaza edilir. Ortalama 1 kg. ağırlığındaki bir erkek balıktan 1,3 ml. süt alınabilir.


       Yumurtalar; karın, genital açıklığa doğru sıvazlanarak sağılır. Eğer sağılan yumurtalarla birlikte kan gelirse, sağım durdurulmalıdır. Olgun balıklarda ovülasyon hemen gerçekleşirken, olgunlaşmakta olan balıklarda ovulasyon için 2-10 gün gerekmektedir. Ovulasyonun gerçekleştiğini anlayabilmek için dişilerin zaman  zaman karınları sıvazlanarak kontrol edilmesi gerekmektedir ve ilk ovulasyondan sonra yumurtalar günlük olarak sağılabilir. Olgun ve olgunlaşmakta olan balıkların ovulasyonu ortalama 7-13 gün içinde sona ermektedir. Ortalama, olgunlaşmakta olan balıklardan 510.000 adet/kg, olgun balıklardan ise 300.000 adet/kg yumurta elde edilebilir

      SPERMLERİN SOĞUK MUHAFAZASI: Doğadan yakalanan olgun erkek damızlıklardan elde edilen süt miktarının yetersiz oluşu, yapay dölleme için bazen sorun teşkil edebilir. Kryoprezvasyona (ultra soğuk muhafaza) tabi tutulmuş spermler yüksek dölleme yeteneğine sahip olup, söz konusu soruna çözüm olarak pratik bir kullanım aracı olabilir.

     YAPAY DÖLLEME: Kalkan yumurtalarının yapay döllemesinde kuru metod kullanılır. Yumurtalar kuru plastik kap içine sağılır (0.6 1). Sağılan yumurtaların üzerine sperm ilave edilir ve su kuşlarının tüyleri kullanılarak• karıştırılır. 400 gr. yumurta için optimum sperm miktarı 1 mL. 'dir. Bir gram yumurta kütlesi yaklaşık 900 adet yumurta içerir. Daha sonra, döllenme oranını artırmak amacıyla bir miktar deniz suyu ilave edilir. Yumurtalar kapta yaklaşık 10 dakika tutulur, bu spermlerin dölleme yeteneğini muhafaza edebildikleri süreye denktir.

     DÖLLENMİş YUMURTA TEMİNİ KULUÇKAHANE ORİJİNLİ      ANAÇLARIN YÖNETİMİ: Kuluçkahane orijinli anaçların geliştirilmesinin temel amacı, yavru üretiminde süreklilik sağlamak, yüksek kaliteli gamet elde etmek ve yumurtlama zamanını kontrol edebilmektir. Anaç adayları genel sağlık görünüşlerine göre seçilirler. Balıklar yaralanmalar, renk ve morfolojik anormallikler açısından kontrol edilirler. Sadece sağlıklı olmayan ve anormal balıklar elimine edilirler. Damızlık olarak seçilen balıkların boy, ağırlık ve cinsiyet gibi ilk biyolojik verileri kaydedilir. Yapılan bu ön kontrol sırasında anestetik (etilen glikol monofenil eter; 1 ml/lO 1) kullanılarak balıklar sakinleştirilebilir.

     CİNSİYET AYRIMI ve STOKLAMA: Ortalama ağırlıkları 400 gr. olan 1 yaşlı kalkanlarda cinsiyet ayrımı "aydınlatma metodu" kullanılarak yapılabilir. Cinsiyeti belirlenecek balık bir ışık kaynağına doğru tutulur. Erkek balıkların gonadı sadece karın boşluğunda yer alırken, dişi balıkların gonadı karın boşluğundan balığın posterior kısmına doğru uzanır (Şekil 5).

      Seçilen balıklar bireysel olarak tanınabilmeleri için' markalaturlar. Elektronik olarak şifrelerniş ve camla kaplanmış markalar, sırt yüzgeeinin aşağısında deri altına yerleştirilir ve numaraları kaydedilir.

     Cinsiyet ayrımından sonra da balıkların vücut ağırlığı ve boyu, büyüme ve yem değerlendirme oranlarını belirleyebilmek amacıyla ölçülerek kaydedilir. Başlangıçtaki stoklama
yoğunluğu, 3-4 yaşlı 2,5 kg ortalama ağırlığa sahip balıklar için, 2-3 kg/m/ (yaklaşık olarak 1
m2'ye 1 anaç), 2 yaşlı balıklar için ise 5-6 kg/m/ civarında tutulur. Cinsiyet (erkek.dişi) oranı ise eşittir (l: 1).


     b.YEMLEME: Anaç balıklara yem olarak dondurulmuş mezgit balığı ve diğer beyaz etli balık etleri verilebilir. Yemlik balıklar anaç balığın büyüklüğüne bağlı olarak 1-2 parçaya bölünür ve çözülmesi beklenmeden verilir. Yemleme balıklar doyuncaya kadar, parçalar teker teker verilerek yapılmalıdır. 3-4 yaşlı anaçlar, hafta- da, 2-3 defa doyuncaya kadar, 1-2 yaşlı balıklar ise her sabah bir defa yemlenirler. Donmuş rnez- gitin anaçlar tarafından değerlendirme oranları 3
ile 7 arasında değişmektedir.



Yeni sağılmış kalkan yumurtaları


     c. SU KALİTESİ VE TANK YÖNETİMİ DAMIZLIK STOK TANKLARI: Damızlık stok ünitesi olarak, Trabzon'da yapılan kalkan yetiştir- me çalışmalarında bina dışındaki 3 x 20 m3'lük beton tanklar, bina içindeki 2 x 12 m3'lük FRP stoklama tankları ve daha küçük (13 x 3-4 m3) araştırma amaçlı FRP tankları kullanılmıştır. FRP tankların çapları 2-4 m, derinlikleri 1 m, beton tankların çapları ise 5 m, derinlikleri 0,9 m'dir.

     SU KALİTESİ: Karadeniz'de deniz suyunun sıcaklığı 8°C ile 2rc arasında değişmektedir. Tuzluluk ise %015-18 civarındadır. Ekonomik nedenlerden dolayı bina dışındaki beton tanklara kaba filtreden geçirilen deniz suyu verilirken, içerdeki tanklara daha iyi filtre ve sterilize edilmiş deniz suyu sağlanır.

     TANK YÖNETİMİ: Dışarıda bulunan tankların üzeri, tank içerisinde alg büyümesine ne den olan güneş ışığını engellemek için çatı şeklinde kapatılır. Tanklardaki ışık düşük (20-200 lüks) olmalıdır.

     Su sıcaklığı yaz boyunca 17°C'den daha düşük olacak şekilde kontrol edilmelidir. Bu sıcaklık, 40-50 m. derinlikten alınacak soğuk su ile 15 m. derinlikten alınacak ılık su karıştırılarak sağlanabilir.

     Tanklarda su değişim oranı %1000 yani günde 10 kez olmalıdır. Ayrıca, her 10 m2 alan için 2 hava taşı olacak şekilde havalandırma sistemi bağlanmalıdır.

     Su sıcaklığı ve fotoperiyot (gün uzunluğu) gibi çevre şartlarının kontrol edilmesine gereksinim duyulduğunda bina içindeki FRP tanklar kullanılır. Bu tanklarda kontrollü aydınlatma (200lüks) için tankların üst orta kısmına floresan lambalar (40 watt x 2) asılır. Ayrıca, anaç stok tankları ile bağlantılı olan biyolojik filtre tanklarına, su sıcaklığını kontrol etmek amacıyla ısıtma sistemi monte edilir.

     d. HASTALIKLARIN KONTROLÜ SEMPTOMLAR: Hasta bir balığın tipik belirtileri, iştah kaybı ve dengesiz yüzme davranışıdır. Bu tip davranışlar görüldüğünde, balıklarda derhal parazit kontrolü yapılmalıdır.

     Bakteriyel hastalıkların belirtileri ise iştah kaybı ve yem alımının durmasıdır. Böyle bir durumda deri ve solungaç kazıntıları alınır ve herhangi bir lezyon veya diğer problemlerin söz konusu olup olmadığı gözden geçirilir.

     TANKLARDA TEDAVİ UYGULAMALARI:
Banyo tedavileri: Önce tanka gelen su kapatılır ve sonra tank su seviyesi 30 cm'ye kadardüşürülür, fakat yeterli havalandırma sağlanır (12 l/dak x 2 havataşı/lO m2).

     Yem ile yapılan tedaviler: Ağır enfekte olmuş balıklar, sağlıklı stoktan ayrılır. Tanka gelen su miktarı artırılır. Tanktaki su hacmi normal yetiştirme şartlarındakine benzer seviyede tutulur.


     Balık enfeksiyonları için aşağıdaki tedaviler kullanılabilir;

     Parazit enfeksiyonlar için (örneğin Tri- chodina, Ichtyobodo, Scuticiliata ve Nernatoda):
     Tedavi: 100-150 ppm formaldehit + 0,5 ppm bakır sülfat (1 saat ilaçlı banyo)

     Bakteriyel enfeksiyonlar için (örneğin vibrio sp. ve Aeromonas spp. (Şekil 7)}
Tedavi: Yemle karıştırılan antibiyotikler ya da ilaçlı banyo.

     1) Oksitetrasiklin (Oxytetracycline - OTC) , kg balık ağırlığı için 50-75 mg. yemle karıştırıla-
rak veya 10 ppm, 1-2 saatlik ilaçlı banyo.
     2) Oksolinik (Oxolinic) asit , yemle 25-50 mg/kg balık ağırlığına.
     3) Enroflosakin (Enrofloxacin), yemle 10 mg/kg balık ağırlığına ya da enjeksiyon.

     YAVRU ÜRETİMİ
     YUMURTANIM İNKÜBASYONU
     Yumurta inkübasyonunun uygun şekilde gerçekleştirilmesi, yumurta kalitesinin bozulmaması açısından son derece önemlidir. Bunun için bütün inkübasyon süresince kullanılan materyallerin temizliği ve dezenfeksiyonu, filtre edilmiş, UV'ye tabi tutularak sterilize edilmiş deniz suyunun kullanılması ve suyun fiziko-kimyasal parametrelerinin günlük olarak izlenmesi zorunludur.

     TANK ve DONANIMIN HAZIRLANMASI:
İnkübatörler yumurtalar yerleştirilmeden önce dezenfekte edilir. Dezenfeksiyon için inkübatörler, deterjanla yapılan normal temizlikten sonra, çeşme su yuyla doldurulur ve 200 ppm (%12) klorin ilave edilerek bir günden daha uzun bir süre bekletilir. Daha sonra klorini uzaklaştırmak amacıyla havalandırma açılarak birkaç saat çalıştırılır. Kullanımdan önce inkübatördeki klorinli su boşaltılır, birkaç kez çeşme suyu ve bir- kaç kez de deniz suyu ile iyice yıkanır.

     Ölçü silindiri, tüp, pipet ve kova gibi diğer araç gereçler, bir gece boyunca dezenfektanda (%10 benzalconium; lOmlll) bekletilir ve kullanımdan önce çeşme suyu ile çalkalanır.




 

     İYODİN UYGULAMASI: Yumurta yoluyla gelebilecek mikrobiyal ya da viral kontaminasyonu önlemek için, yumurtalar iyodin solüsyonu ile dezenfekte edilir. Dölleme işleminden ıo dakika sonra, naylon ağ kepçe (ağ gözü: 220 um) ile toplanan yumurtalar, inkübasyon sıcaklığındaki su ile, kalan spermleri, vücut sıvısını ve mukusu uzaklaştırmak amacıyla durulanır ve dezenfeksiyon için kovalara aktarılır. Dezenfeksiyon, 50 ppm PVP iyodinde [50ml PVS iyodin solüsyonu, (Aqua-iodine: Argent Chemical Laboratory) 10 ı. deniz suyunda seyreltilir]. 5 dakika süreyle hafif havalandırma uygulanarak yapılır. Bu süre sonunda, iyodini uzaklaştırmak için, yumurtalar inkübasyon suyu kullanılarak dikkatlice yıkanır ve inkübasyon tanklarına transfer edilerek 0.6 I/dak civarında havalandırılır.

     İNKÜBASYON TANKI: Yumurta miktarına göre uygun hacimdeki inkübatörler kullanılır. Bunlar konik tabanlı silindirik tanklar olup, tabana yerleştirilen bir süzgeç ile merkezi drenaj sağlanır. Tanktaki su hacmi, drenaj borusunun pozisyonu kontrol edilerek arzu edilen seviyede tutulur. Drenaj sistemindeki süzgeç pve borudan c3 cm çapında) yapılır. Boru sırasıyla polietilen ağ (göz açıklığı: 8 mm) ve su değişimi sırasında yumurtaların geçişini engellemek için plankton ağı (göz açıklığı: 520 um) ile çevrilir. İnkübasyon suyu 1 m'ye kadar filtre edildikten sonra UV ile sterilizasyona tabi tutulur İnkübasyon tankında su değişim oranı, günde %2.000 (20 defa) olacak şekilde ayarlanmalıdır. Stoklamayoğunluğu, yaklaşık olarak 2.000 yu- murta/l'dir. Su sıcaklığı ı5°C'de tutulur. Havalandırma, yumurtaların su sütununda asılı kalmasını sağlayacak şekilde yaklaşık 0.6 l/dak. olarak ayarlanır. Daha güçlü havalandırma ya da daha yüksek su değişim oranı yumurtaların tank duvarlarına veya merkeze yerleştirilmiş olan süzgece çarpmasına yol açarak onlara zarar verebilir. İnkübasyon odasının ışık yoğunluğu (gece- gündüz) doğal şartlardakinin aynı olup, gündüz 100 lüks civarındadır.
İNKÜBASYO YUMURTA GELİşİMİ: Döllerımiş yumurtalar, şeffaf, küresel ve pelajikdir.   Yapışkan değildirler, kabuk üzerinde özel bir yapı yoktur, tek bir yağ damlacığı içerirler ve dar bir perivitellin boşluğuna sahiptirler. Çapları 1,08 - 1,21 mm arasında değişmektedir. Yumurtalardan larva çıkışı, 14-15°C sıcaklıkta, döllenmeden yaklaşık 110 saat sonra meydana gelir.

     DÖLLENME ORANININ BELİRLENMESİ:

Döllenme oranı, 15°C'de döllenmeden 3 saat sonra, yumurtalar 4 hücre safhasında iken tahmin edilebilir. Döllenme oranını ve toplam yumurta sayısını tahmin etmek amacıyla hafifçe havalandırılan inkübasyon tankının farklı yerlerinden beherle 3 kez 50 ml'lik örnek alınır. Yumurta örnekleri mikroskop altında incelenerek döllerımiş yumurta ve toplam yumurta sayılır. Alınan 3 örnekten hesaplanan ortalama değerler kullanılarak döllenme oranı ve inkübasyon
tankındaki su hacmine göre toplam yumurta miktarı (TYM) aşağıdaki eşitlikler kullanılarak hesaplanır:


 Ortalama döllenmiş yumurta sayısı
 Döllenme Oranı %  x 100
 Ortalama toplam yumurta miktarı 
 Ortalama toplam yumurta sayısı  .
 TYM=  ..  x Inkübasyon tankının su hacmi
Ornek hacmi ()ü ml)


     YUMURTALARIN BAKIMl: Genellikle beyaz renkli dibe çökmüş olan yumurtalar,' aralarında birkaç canlı yumurta olmasına rağmen ölüdürler. Sağlıklı yumurtalar, su yüzeyinde ya da su sütununda yüzerler. İnkübasyon tankında bakteri ve protozoa artışına neden olarak su kalitesini bozdukları için, ölü yumurtaların uzaklaştırılmaları gerekir. Bunun için, havalandırma ve su girişi birkaç dakika için kapatılır ve ölü yumurtalar dibe çöktükten sonra sifonlanarak toplanır.

     ÇIKIŞ ORANINıN BELİRLENMESİ: Çıkış oranı, çıkan larva miktarı ile sağılan toplam yumuRta sayısı oranlanarak belirlenir. Larva sayısının tahmini için, yavaşça havalandırılan inkübasyon tankının farklı yerlerinden SO'şer ml'lik 3 örnek alınır. Steromikroskop kullanılarak örneklerdeki larvalar sayılır. İnkübatördeki toplam larva sayısı (TLS), örneklerden elde edilen ortalama larva sayısı ve inkübatörün su hacmi kullanılarak tahmin edilir: 


 Ortalama lavra sayısı  .
 TLS= ..  x Inkübasyon tankının su hacmi
 Ornek hacmi (50 ml)
  Larva çıkış (açılım) oranı ise;
  İnkübatördeki toplam lavra sayısı
  HR (%)  x 100
  Toplam yumurta miktarı


     YAVRU ÜRETİMİ LARVA YETİŞTİRİCİLİGİ
     Karadeniz kalkanı, larval safhadan yavru safhasına geçiş aşaması olan metamorfoz süresince morfolojik olarak önemli değişiklikler gös- terir. Deforme ve anormal pigmentasyona sahipbalıklar üretimin önemli denebilecek bir kısmını oluşturmalarına rağmen, yavruların ticari değerini düşürürler. Bu nedenle, bu türün yetiştiriciliğinin deniz levreğinden çok daha zor, çipura yetiştiriciliğinden ise biraz daha zor olduğu düşünülmektedir. Uygun besleme, ekolojik, fizyolojik ve patolojik bilgi birikimine bağlı olarak yapılan yetiştiricilik daha çok pratik beceri gerektirmektedir.

     a. BÜYÜME ve GELİşME
     MORFOLOJİK GELİşİM ve DAVRANIŞLAR: 16-19°C su sıcaklığında 70 günlük yetiştirme periyodu süresince kalkan larvalarının morfolojik gelişim ve davranışları Tabloda verilmiştir. Bu gelişim safhaları aşağıda görüldüğü gibi üç (3) bölüme ayrılır:

     Ön larva safhası (Çıkıştan sonraki 0-2 gün arası) Yumurta kesesi ve yağ damlacığına sahip olan larva şekil olarak simetriktir. Yumurtadan yeni çıkmış larvanın ortalama total boyu 2,5 mm.'dir. Gözleri henüz renklenmemiş, ağız açılmamış ve anüs oluşmamıştır. Yumurta kesesinin
tüketimine bağlı olarak larva, hızlı bir şekilde büyür. Fakat bu esnada beslenme davranışları görülmez. Pektoral yüzgeçler henüz gözükmemektedir. Larvalar su yüzeyine yakın baş aşağı
suda asılı olarak dururlar.


     Post larva! saflıa (Çıkıştan sonraki 3- 29. günler arası) 3. günde larvaların gözleri renklerı- miş, ağzı (0,15 mm. genişlikte) ve anüsü açılmıştır. Ağız genişliği larva büyüdükçe artar. Ağzın açılmasıyla birlikte 4. günde ilk yem alımı başlar. 5. günde pektoral yüzgeçler gözükür. 7. günde düz olan sindirim kanalı genişlerneye ve kıvrılmaya başlar. 10. günde pektoral yüzgeçler iyice gelişir, salınım ve kuyruk hareketleri kuvvetlenir, larvalar bazen akıntıya karşı yüzer, du-
rur ve akıntı ile geri sürüklenerek bir önceki pozisyonlarını alırlar. 12. günde, larvalar S-şeklini alırlar, sonra aniden düzleşir ve yernlik organiz- maları (rotifer) yakalamak amacıyla ileriye doğru ok gibi fırlarlar. Aktif yem alımı bu safhada başlar. 13. günde yüzgeç ışınlarının gelişimi

 



Normal (a), anormal pigmantasyonlu (Renk bozukluğu gösteren) (b), ve deforme olmuş ( c ve d) kalkan yavruları


     Tablo: Karadeniz Kalkan balığının yetiştiricilik şartlarında morfolojik gelişimi
Yaş Total boy
(gün) (mm)


başlar. 20. günde kaudal (kuyruk) yüzgeç ışınları tamamlanır. Dorsal ve anal yüzgeç ışınları ise 25. günde amamlanmaktadır. Bu türde sık olmamakla birlikte 25. günden sonra büyük larvaların küçüklere saldırdığı (kanibalizm) görülebilir.

     Metamorfoz safhası (30-70. günler arası: larva i evreden yavru evresine geçiş) Balık asimetrik şekil alır ve göz göçü başlar. Buna bağlı olarak balık tankın dibine yerleşmeye
yönelir. 51. günde pektoral yüzgeçteki ışın sayısının ergin bireylerinki gibi tamamlandığı gözlenir. Bu safhada (30-70. günler) balıkların çoğu horizontal (yatay) ve oblik (45°'lik açı ile dikey) pozisyonda su yüzeyine yakın olarak yüzerler.

 

     BÜYÜME
     Larvalar 210C su sıcaklığında, metamorfoz esnasında yani 40-42 günler arasında 20 mm. total boya ulaşır.

     b. TANK ve DONANIMLARI
     Tanklar: Tüm tanklar kapalı alana yerleştirilir. Tank içindeki su akışı önemli olduğundan istenilen amaca göre tankların şekilleri yuvarlak, kare ve elipsoidal olabilir. Kullanılan larva yetiştirme tanklarının hacimleri 2 ile 5 m3 arasında değişir, derinlikleri ise 0,75 m.'dir.

      HAVALANDIRMA: Tanklar, havalandırma sistemi ile donatılmalıdır. Larva yetiştiriciliğinde, suyun havalandırılması ve sirkülasyonu dikkat edilmesi gereken en önemli unsurlar
dandır. Havalandırma ve su sirkülasyonu ekseriyetle çok iyi dizayn edilmiş bir ünite tarafından aynı zamanda gerçekleştirilir. Bu projede pratik olarak su, 5 cm uzunluk ve 3 cm çapındaki birkaç tane hava taşı ile (2.5 l/dak) hafif veya orta şiddette havalandırılır. Bu uygulama daha az sayıdaki hava taşı ile şiddetli havalandırmaya tercih edilebilir. Hava taşları (2-3 ad./m.) tankın merkezine ve kenarlarına üstten asılarak yerleştirilir.

     SU KALİTESİ: Uygun larva yetiştiricilik şartlarının sağlanabilmesi için, su 5 um'lik filtreden geçirilir ve sonra UV lambası ile sterilize edilir. Larva tanklarına yerleştirilen ısıtma sistemleri ile su sıcaklığı 18-21oC civarında muhafaza edilir.

     AYDINLATMA: Aydınlatma, larvaların beslenmeleri esnasında en önemli faktörlerden biridir. Işık miktarının az veya çok olmasından kaçınılmalıdır. Tesis 8:00 ve 19:00 saatleri arasında 200-500 lüks yoğunluğunda floresan lambalar ile aydınlatılır, fakat direkt gün ışığından kaçınılmalıdır.

     c. YETİşTİRİCİLİK TANKLARıNDA STOKLAMA STOK     YOGUNLUGU Yumurta veya larvaların yetiştirme tanklarına başlangıçtaki stoklama yoğunluğu yaklaşık olarak 20.000-30.000 adet/m. olarak yapılır. Yumurtaların döllenme oranı düşük olduğunda tüm parti imha edilir.

     STOKLAMA METODU: Yumurta veya yumurtadan yeni çıkmış larvaların yetiştirme tanklarına transferinden önce, yetiştirme tankındaki suyun sıcaklığı inkübasyon suyu sıcaklığı ile aynı dereceye ayarlanır. Nakil işleminden önce, yumurta veya yumurtadan yeni çıkmış larvaların bulunduğu inkübasyon tankının havası kesilerek, bozuk olan ve gelişemeyen yumurta ve larvalarla birlikte diğer atıkların konik inkübatörün dibine çökelmesi sağlanır. Sağlıklı yumurta ve larvalar
ise yüzeye yakın yüzerler. Tankın dibine çökmüş olan gelişmemiş yumurta ve atık materyal sifonlanarak veya inkübasyon tankının dibine bağlanan hortum vasıtasıyla dışarı atılır. İnkübasyon tankında kalan sağlıklı yumurta ve larvalar steril edilmiş litrelik beherlerle su yüzeyinden toplana-
rak 10-15 L'lik steril kovalarla nazik bir şekilde yetiştirme tanklarına nakil edilir.

     YEMLEME
     YEMLEME ÇİZELGESi: Larvaların beslenmesinde rotifer (B. plicatilis), Artemia nauplii ve yapay yem olmak üzere üç tür yem kullanılır.

    ROTİFER: Larvanın ağzı üçüncü günde açıldığında, yetiştirme tanklarına zenginleştirilmişrotifer (B. plicatilis) verilmeye başlanır. Rotiferler beherle yavaşça larva tanklarına ilave edilir. Tanklardaki rotifer yoğunluğu larvanın bulunduğu safhaya bağlı olarak değişir ve 2-5 rotifer/m1 arasında tutulur (Tablo). Tanktaki rotifer yoğunluğu saat 10:00 ve 14:00'de olmak üzere günde iki kez tespit edilir ve yoğunluk istenilen değerin altına düştüğünde gerektiği kadar rotifer ilave edilir.
Larva yetiştirme tanklarındaki yeşil alg (Nan- nocbloropsis) yoğunluğu 0.5x106 hücre/ml civarında tutulur. Bu yeşil algler yetiştirme tanklarına rotiferlerin beslenmesi, şeffaf olan rotiferlerin larvalar tarafından daha kolayayırt edilebilmesi (arka fon oluşturma) ve larvaların tank içinde homojen dağılmasını sağlanmak amacıyla katılır.

 

     ARTEMİA: Kalkan larvalarına yumurtadan çıkıştan sonraki 12-15. günler arasında yeni açılmış Artemia nauplii verilir. Larvalar 16. ve 17. günlerde yeni açılmış Artemia (nauplii) ile birlikte zenginleştirilmiş (bir günlük) Artemia (metanaupiii) ile beslenir. 18-40. günler arasında ise yalnız zenginleştirilmiş Artemia verilir. Larvalara verilen Artemia (metanauplii) yoğunluğu, larvaların tüketimine bağlı olarak 0,2 birey/mL.'den 0,4 birey/ml.'ye çıkarılır. Genelolarak verilen Artemia larvalar tarafından iki saat içinde tüketilmektedir.

     YAPAY YEM: Larvalar için mikropartikül veya mikro yem olarak adlandırılan yemler geliştirilmiştir. Mikro yemler ilk olarak larvalara 20. günde verilmeye başlanabilir. Ortamda mikro yemle birlikte rotifer veya Artemia gibi canlı yemler bulunduğunda, larvalar canlı yemi tercih ederler. Sonuç olarak, larvalan yapay yeme alıştırmak çok zor olmaktadır. Bu yüzden, larvaların canlı yemlerle aşırı beslenmemesi tavsiye edilmektedir. Mikro yemle aşırı besleme ise su
kalitesinin bozulmasına sebep olacağından, bunlar da uygun miktarlarda kullanılmalıdır. Kalkan larvaların mikro yemle besleme rejimi Tablo da sunulmuştur. Mikro yem seçimi yapılırken öncelikle yemin kalitesine dikkat edilmelidir, çünkü yemin kalitesi larva i yaşama oranını ve büyürneyi etkilemektedir. Larvalara verilen mikro yem aşağıdaki koşulları sağlamalıdır:



Tankalarda bir süre kalkan yetiştiriciliği yapılan İDAGIDA firmasından örnekler


-Larvarun besin ıhtiyaçlarını karşılarnalıdır.
-Su kolonunda birkaç dakika asılı kalabilmelidir.
-Besin maddeleri hemen suda çözülmemelidir. Kullanılan peletleyici suda çözünen besin
maddelerinin suya geçişini engellemelidir.
-Yern su içerisinde çabucak dağılmamalıdır. Genel olarak bakıldığında, yüksek kaliteli bir mikro yemin birim fiyatı 50-70 US$/kg dolayındadır.
Mikro yemler imalat süreçleri ve özelliklerindeki farklılıklara göre üç grup altında topları-
maktadır; mikrokapsüllü (microencapsulated) yemler (MED), mikro-bağlı (micro-bound) yem-
ler (MBD) ve mikro-kaplı (rnicro-coated) yemler (MCD).

e. TANK YÖNETİMİ
SU SICAKLIGI: Kalkan larvaları gelişimlerinin ilk safhalarında su sıcaklığındaki değişimlere
karşı daha hassastırlar. Bunun için yumurta veya yumurtadan yeni çıkmış olan larvaların transfe-
rinde, inkübasyon tankındaki su sıcaklığı ile naklin yapılacağı yetiştirme tankındaki su sıcak
lığının aynı olması gerekir. Nakilden sonra yetiştirme tankındaki suyun sıcaklığı dört gün içinde aşamalı olarak 1S°C'den önce 18°C'ye, daha sonrada 21°C'ye yükseltilir.

 

SU DEGİŞİMi: Yetiştirme tanklarında ilk 3 gün su değişimi yapılmaz. 4. günde yeterli rotifer
yoğunluğunu muhafaza etmek ve su kalitesinin bozulmasını önlemek amacıyla % 30 oranında su
değişimi başlatılır. Su değişimi, basit bir şekilde tanka giren su kadar kullanılmış suyun drenaj
sistemiyle dışarıya akmasına izin verilerek sağlanır. Su değişim oranı 10. günde 3 kez olacak şekilde aşamalı olarak artırılır.

Suyun deşarjında, tankın ortasına dikey olarak yerleştirilmiş delikli 200 mm çapındaki PVC
boru kullanılır. Bu borunun üzerine larvaların kaçışını engellemek için larva büyüklüğüne bağlı
olarak uygun göz açıklığında polietilen ağdan yapılmış kılıf geçirilir. Borunun bir ucuna spiral
esnek bir hortum bağlanmıştır. Hortumun diğer ucu tankın dış kenarına bağlanarak tanktaki su
seviyesinin kontrolünde kullanılır. Larva boyu, polietilen ağın göz açıklığı ve su değişim oranı
arasındaki ilişki tabloda özetlenmiştir. İlk gelişim evrelerinde kalkan larvalarının yüzme fonksiyon-
ları tam olarak gelişmediği için tank içindeki su hareketinin minimum düzeyde tutulması önemli-


dir. Larvalar aktif yüzücü olmadıklarından akıntıya karşı yüzemezler ve polietilen ağın yüzeyinde sıkışır ve sonuç olarak toplu ölümler gözlenebilir.

TANK TABANıNıN TEMİZLİGi: Tank zemini, 5. günden başlanarak günlük olarak temizlenir. Uygun ekipmanlarla, tank dibinde biriken ölü larvalar, yem artıkları, dışkılar ve diğer organik atıklar sifonlanarak uzaklaştırılır. Tank dibinde biriken atık organik maddelerin hastalık etmenleri için uygun ortam oluşturabileceği sanılmaktadır. Tank zemininin temizlenmesinde kullanılan ekipman 20 mm çapındaki PVC borunun emme ucuna T şeklinde bir başlık ve diğer ucuna ise 25 mm çapında spiral hortum bağlanarak hazırlanabilir. Emme ucuna bir parça sünger takılarak zemini daha etkili temizlenmesi sağlanır. Sifonlama işlemi süresince, havalandırma kesilir ve tank dibinde birikmiş olan organik maddelerin suya tekrar karışmamasına ve zemine yakın yüzen larvaların sifonlanmamasına dikkat edilir. Sifon hortumunun serbest ucu tank dışındaki 70 l'lik plastik kovaların içinde tutulur, böylece ölü ve kaçan canlı larvalar da toplanmış olur.

 

YÜZEY TARAMA (Skirnming) SU YÜZEYİNDEKİ
KÖPÜK ve YAG TABAKALARININ TQPLANMASI
Suyun yüzeyindeki rotifer kabukları, yağ filmi ve protein orijinli organik atıkların uzaklaştırılması günlük olarak yapılması gereken önemli görevlerden biridir. Yüzey tarama veya skimming olarak anılan bu tip temizleme işlemi, hava ile su yüzeyi arasındaki oksijen değişimini artırır ve bakteriyal gelişime neden olan atık maddeleri uzaklaştırır ve ayrıca, larvada hava kesesinin şişirilmesinde önemli olan ilk havanın yutulmasında kolaylık sağlar.

Canlı yemin yağlı emülsiyonlarla zenginleştirilmesinden dolayı entansif yetiştiricilik yapılan
tankların yüzeyinde yağsı tabaka oluşumu sık sık gözlenir. Son zamanlarda hava püskürtmeli ve
yüzer yağ toplayıcılar kullanılarak bu yağsı maddeler toplanmak suretiyle hava kesesinin başarılı
bir şekilde şişirilme oranı artırılmaya çalışılmaktadır. Tank içindeki suyun aşırı türbülansı veya
çalkantı da larvalarda kesenin şişirilmesini önler ve iskelet bozukluklarına neden olur. Bu arzu-
lanmayan türbülansı önlemek amacıyla tanktaki her bir su girişine su difüzör veya dağıtıcılarının
yerleştirilmesi tavsiye edilmektedir. Bu difüzörler PVC boru ve borunun ucuna takılan ince gözlü
polietilen ağdan yapılmıştır. Bu şekilde, hem suyun tanka düşük türbülansla girmesi sağlanır,
nem de tanktaki su sıcaklığında ani değişimler engellenir. Ayrıca, tanktaki suda; larvalar tarafın-
dan kazara yutulduklarında ölürnlere neden olabilecek hava kabarcığı oluşumunu engellemek
amacıya tanka gelen taze suyun, tanka girişinde 200 mm çapındaki PVC borudan yapılmış olan difüzörlerden geçirilmesi tavsiye edilir.

YAŞAM ORANININ TAHMİ Lİ: Yaşam oranının tespiti, larvaların su içinde homojen ola-
rak dağıldığı karanlık ortamda yapılır. Larva örnekleri, su kolunu örnekleme donanımı ile
tankın çeşitli noktalarından alınır. Örnekleme donanımı 1,5 m. uzunluğunda ve 50 mm. çapındaki
PVC borunun ucuna -küresel vana takılmasıyla oluşturulur. Tankın beş farklı kısmından alınan
örnekler bir kovada toplanır. Örnekleme, örnekleme aleti tankın dibine dokunmayacak şekilde
dibe yakın noktadan yaklaşık 2-3 i su alınarak yapılir. Örneklenen su hacmindeki larva miktarı
sayılır, buna göre hacmi bilinen tanktaki toplam larva miktarı tahmini olarak belirlenir ve başlan
gıçtaki larva miktarına göre tanktaki yaşama oranı tahmin edilir.

Eğer, yaşama oranı yüksek ise tanktaki yoğunluğu azaltmak için larvalar yeni hazırlanmış birkaç tanka dağıtılır. Bu transfer işlemi, gündüz sürü oluşturma davranışı sergileyen ve pelajikte bulunan larvaların kovalarla toplanmasıyla yapılır. Geeeleyerı veya karanlıkta ise pozitif fototaktik olan larvalar ışıklı köşelerde toplandıklarında 50 mm çapındaki esnek spiral borularla sifonlanarak transfer edilebilir.

f. HASTALIKLARıN KO TROLÜ
Larvalar, parazit ve hastalıklara karşı oldukça hassastırlar. Tankların tabanından toplanan detritus (organik birikim) veya ölü balıklarda sık sık patojenik parazitlere (Scuticociliata, Nemato-da, Tricodina vb.) rastlanmaktadır.

Bu patojenlerin yayılımını önlemek için aşağıdaki koruyucu önlemlerin alınması gerekir:
1) Tankların tabanı rutin olarak sifonla temizlenmelidir. Boylece hastalık etmenleri için uygun ortam yaratan rotifer karkası gibi ölü organizma artıkları ve dışkılar uzaklaştırılır.

2) Su kalitesinin bozulmasına neden olan larvalar tarafından yenmeyen aç kalmış ve çok düşük besin değerine sahip rotiferleri uzaklaştırmak için su değişim oranı günlük %300-350 arasında tutulmalıdır.

3) Scuticociliata gibi protozoaların rotifer vasıtasıyla geldiğinden şüpheleniliyorsa, hasat edilen rotifer zenginleştirme işlemi sırasında CiO z kullanılarak dezenfekte edilmelidir.

4) Tanklardaki protozoa gelişimi, tankların zemininden alınan larva ve detritus örneklerinin
mikroskop altında günlük olarak incelenmesiyle takip edilmeli ve bu uygulama günlük rutin olarak yapılmalıdır. Yapılan proje çalışmasında protozoa'nın (çoğunlukla Ciliates sp.) larva vücudunun iç ve dış kısmına yerleştiği veya tank tabanından alınan organik atıkların içinde artış gösterdiği tespit edilmiştir. Bu durumla karşılaşıldığında hemen 20-40 ppm formalin (%37-40), 0.5 ppm CuS04+HzO ve antibiyotik kombinasyonu ile 2 saat banyo yaptırılmalıdır.

5) Oluşabilecek herhangi bir çapraz bulaşmadan kaçınmak için, kuluçkahanede kullanılan tüm
malzemeler aşağıda verilen kimyasallardan biri ile dezenfekte edilmelidir: 300 ppm çamaşır suyu
(%12), %1 Benzalkonium klorür solüsyonu (%10) veya 1/600 iyodun solüsyonu (%25).
 


g. BOYLAMA
Etkili yemlerne . yapılması ve kanibalizmin minimuma indirilmesi için balıklar boylarına gö-
re ayrılır. Boylama işlemi, içinde balık olmayan tanka yerleştirilmiş naylon veya plastikten yapılmış olan selektör kullanılarak yapılır. Tankın yüzeyinde veya köşelerinde grup oluşturmuş yaklaşık 20 mm total boydaki larvalar kovalarla toplanarak selektöre boşaltılır. Küçük bireyler selektörün dışına çıkar, selektör dışına çıkamayan büyük yavrular ise başka bir tanka aktarılırlar.

YAVRU ÜRETİMİ
YAVRU YETİŞTİRİCİLİGİ
Yapay yeme adaptasyon ve yavru yetiştiriciliği safhası larvalar 40-42 günlükken başlamasına
rağmen, yavrular ellerne ve transfer stresIerine karşı hala hassastır. Yavrular ticari yetiştiricilik
ünitelerine satılabilecek boyolan 100 mm büyüklüğe ulaşana kadar kuluçkahanede yetiştirilir. Yapay yeme alıştırma yaklaşık olarak 40. günden 110. güne kadar devam eder. Araştırma sonuçlarına göre 40-110 gün arasındaki bu adaptasyon aşamasında yavruların yaşama oranı %75'in üstündedir. Yaşama oranının artırılması, kuluçkahanede hedeflenen üretim miktarının gerçekleştirebilmesi için gerekli tank hacminin ve iş gücünün azaltılması yönünde avantaj sağlar.

TANK ve DONA IMI: Kalkan yavruları 20 mm boya ulaştığında tankın tabanına yerleşmeye
başladığında tankın taban alanı haciminden daha önemli hale gelir. Bu nedenle, bu safhadan itibaren stoklama yoğunluğu hesaplanırken tankın taban alanı dikkate alınır. Yavrular 0,3-0,5 m yüksekliğine sahip FRP ve beton havuzlarda yetiştirilir. Yavru yetiştiriciliğinde 5-7 m yüzey alana sahip yuvarlak, kare veya dikdörtgen tanklar kullanılabilir. Tanklar, sudaki atıklari ve dibe çökelen detritus su sirkülasyon sistemiyle atabilecek şekilde iyi dizayn edilmelidir. Su sirkülasyonunu artırmak için, deniz suyu basit PVC difüzör (dağıtıcı) vasıtasıyla tanka verilmelidir. En basit şekliyle dıfüzör PVC borunun ağız kısmı 5 mm. açıklık kalacak şekilde ısıtılarak sıkıştırılarak yapılabilir. Tanktaki suyun değişimi tank içinde iç içe yerleştirilmiş iki dikey PVC boru vasıtasıyla gerçekleştirilir. Bunlardan dış kısımdaki delikli boru yavruların kaçmasını önlerken, iç kısımdaki deliksiz boru su seviyesini ayarlar.

Yavru tankları merkez ve duvara yakın kısımlara 2 adet/m/ olacak şekilde yerleştirilmiş hava taşları ile havalandırılır.

Tanklar 08:00 ve 19:00 saatleri arasında üst kısma yerleştirilmiş floresan lambalarla aydın-
latılır ve ışık yoğunluğu 200-500 lüks arasında tutulmaya çalışılır. Oksijen seviyesi ise 4 mg/lt'nin
altına düşmemelidir.

BOYLAMA ve STOKLAMA: Yavru safhasında aşağıdaki nedenlerden dolayı küçük boylama
tablaları kullanılarak balıklar boylanır:

-Deforme olmuş ve pigmentasyon bozukluğu gösterenlerin uzaklaştırılması (Şekil 9).
-Boy gruplaması yapmak.
-Kesin stok miktarını (yavru sayısı) belirlemek
-Tankların temizliğini sağlamak.
Yalnız normal ve boy gruplarına ayrılmış balıklar kovalarla yeni tanklara transfer edilir. Boylama balıkta stres ve yaralanmalara neden olacağından çok sık yapılmamalıdır.

Stoklama yoğunluğu düşük ise verilecek yem miktarı da azaltılmalıdır. Stoklama yoğunluğu
balığın büyüklüğüne ve suyun taşıma kapasitesi- ne bağlı olarak değişir. Stoklamada 20-50; 50-80
mm ve 80-100 mm lik larvalar için 400-500; 250- 300 ve 120-150 adet stoklama önerilmektedir.

BESLEME: Yavrular başlangıçta 0,7-1 mm. çapındaki granül yemlerle beslenirler. Balık
büyüdükçe granül yemin büyüklüğü de aşamalı olarak arttırılır ve pelet yemlere geçilir. Yavru
kalkanlar tarafından tüketilen yem miktarı yemin parçacık veya pelet büyüklüğü tarafından etki-
lenme eğilimindedir. Çok küçük veya çok büyük yem kullanımında tüketim azalır. 20-50 mm
büyüklüğündeki balıklar günde 4-6 kez yemlenir. Balık 50 mm boyun üzerine çıktığında öğün
sayısı günde 3-4 kez olacak şekilde azaltılır. Yavrular, görsel doygunluğa ulaşıncaya kadar yemle-
nir. Bu da yem alım aktivitesinin durması ile anlaşılabilir. Karadeniz kalkan yavrularının günlük yem tüketimi, 20 mm büyüklükte iken vücut ağırlığının %4-5'nden başlar ve 100 mm boya ulaşıncaya kadar aşamalı olarak %2-3 seviyesine düşürülür.

YAPAY YEM: Projede, kalkan yavrularının besin maddeleri gereksinimlerini karşılamak için
son zamanlarda ekonomik rasyonlar geliştirilmeye başlanmıştır. Kalkan balığı %55 gibi oldukça
yüksek oranda protein seviyesine gereksinim duymaktadır. Buna karşın, balığın yağ gereksini-
mi ise %15'in altındadır. Protein ve yağ kaynağı olarak mezgit balığı unu gibi yüksek kaliteli yem
maddeleri kullanılır. Ayrıca, hazırlanan yemin pH'ının 7,1-7,5 arasında olması tavsiye edilir.

Balıkların beslenmesinde kullanılan yapay yemler, yavruların yaşama, büyüme ve yem
değerlendirme oranını direk olarak etkileyeceğinden ve sonuç olarak ekonomik gelir sağla-
yacağından dikkatli bir şekilde seçilmelidir. Yem değerlendirilirken sadece fiyatı değil kalitesi de
göz önünde bulundurulmalıdır. Yem kalitesi, balığın yaşama, oranı (YO), Total boy olarak  büyüme oranı (BOTL)ve yem değerlendirme'oranı (YDO) gibi kriterlere göre değerlendirilir. Bunlar aşağıdaki şekilde ifade edilir:

YO ( %)= (Mevcut balık sayısı / Başlangıçtaki balık sayısı) x 100
. . BOTL (mm/gün)= (Mevcut büyüklük TB {mm) - Başlangıçtaki büyüklük TB (mm))/ günYDO= Tüketilen toplam yem miktarı / (son . ağırlık - başlangıçtakiağırlık)

.Örnek olarak, ideal çalışma şartlarında yapıları yavru yetiştiriciliğinde YO, BOTL ve YDO
.değerlerinln sıra~ıxla, %90'ın üzerinde, 1,2 mm/gün ve O,Tnin altında olması beklenir.

Kalkan yavruları için uygun kalitedeki bir yemin fiyatının 4-6 US$/kg. arasında olduğu tahmin edilmektedir.

TANK YÖNETİMİ: Yavru kalkanların bakımı esnasında yapay yem kullanılması ve balık
büyüdükçe yem miktarının artırılmasından dolayı, su kalitesinin bozulma olasılığı çok yüksek-
tir. Bu yüzden, bu safhada su kalitesini artırmak için sürekli taze su girişi sağlanmalı ve tanklarda-
ki su değişim oranı en az günde 15 kez olmalıdır. Su sıcaklığı 18-24°C, tuzluluk ise %0 18- 19 arasında olabilir. Ayrıca, sabah ve öğleden sonra olmak üzere tankların tabanı günde iki kez temizlenmelidir.

BÜYÜME: Yavrularda büyüme; tank bakımı, yem kalitesi ve stoklanan yavruların başlangıç
kondisyonu tarafından etkilenir. Normal koşullarda yavrular yaklaşık 70 günde 20 mm' den 100
mm total boya ulaşırlar ki, bu safhada yavruların büyümesi doğrusal regrasyon gösterir ve büyüme günlük olarak takip edilebilir. Büyüme, gözlemler yanında periyodik olarak yapılan boy ve ağırlık ölçümleriyle takip edilmelidir. Şayet büyürnede yavaşlama veya duraksama eğilimi gözlenirse yetiştiricilik koşulları ve balıkların durumu kontrol edilmelidir. Vücut ağırlığı ve Toplam boy arasındaki ilişki aşağıdaki şekilde formüle edilmiştir.

BW=0.008 TL3.145 (r2= 0.99) (BW: vücut ağırlığı, TL: total boy)

 HASTALIKLARI  KONTROLÜ: Tank tabanının sifonlanması sonucunda toplanan detritus ve ölü yavruların mikroskop altında incelenmesi sonucunda sıkça patojenik parazitlere (Scuticociliata, Nematoda, Tricodina vb.) rastlanmaktadır. Özellikle Scuticociliata yoğun ölümlere neden olan en önemli parazitlerden biridir. Bu parazitlerin ağır zararlarını önleyebilmek için rutin olarak balık davranışlarının ve mikroskopik kontrollerin yapılması gerekmektedir . Balıklar şu anormal davranışların bazılarını gösterir: yem tüketiminde beklenmedik düşüş, balığın ağzı açık olarak yüzmesi, su yüzeyinde
akıntıyla sürüklenen balık sayısında artış olması ve balıkların tank duvarı etrafında yüzmesi gibi. Bu semptomlardan biri gözlendiğinde yavrular derhal 100 ppm formalin ve 0,5-1 ppm Cu- S04+5H20 kullanılarak iki saat süreyle su banyosuna tabi tutulmalıdır. Bu tedavi en az .üç gün
devam ettirilmelidir.
 


h. HASAT ve NAKİL
HASAT: 50 mm boya ulaşmış yavrular çeşitli muamelelere karşı oldukça dirençlidirler. Bu
yüzden, su seviye düşürüldükten sonra kepçe kullanılarak hasat edilebilirler. Bu aşamada balık-
lar bir kez daha normal, anormal ve anormal pigmentli olarak 3 gruba ayrılırlar:

NAKİL: Hasattan -24 saat önce balıklara yem verilmesi kesilmelidir. 50 mm. boydan küçük
balıklar nakil tankına (yaklaşık 1c1,5 m3 kapasiteli) direkt olarak konulabilir, fakat 50 mm.' den
büyük balıkların plastik sepetler içinde nakil tankına yerleştirilmeleri tavsiye edilir. Sepetlerin
tank içerisinde ters dönmelerini önlemek için tanka sabitlenmesi gerekir.

Yerel veya uzun mesafeli nakillerde, saf oksijen, hava ve soğutma sistemleriyle donatılmış
araçlar ve büyük hacimli taşıma tankları kullarıılabilir. Nakil tankın.daki su sıcaklığı hasat 'suyu
sıcaklığından 5°e daha düşük tutulur. Oksijen konsantrasyonu 4 mg/l'nin üzerinde olmalıdır.
Taşıma tankındaki stok yoğunluğu balık büyüklüğüne. bağlı olarak değişir. Genel olarak; 50 mm büyüklüğündeki balıklar 5.000 balık/mf ve 100 mm total boya sahip olanlar ise 1.500 balık/m- yoğunluğunda taşınabilirler. Uzun mesafeli taşımalarda tankın suyu, ozmotik ve sıcaklık şoku yaratmadan değiştirilmelidir. Nihayetinde çiftliğe varıldığında, taşıma tankının su sıcaklığı ile stoklama yapılacak tankın sıcaklığı birbirine yakın olmalıdır. Bu amaçla taşıma takından bir miktar su boşaltılarak yerine çiftlikteki sudan ilave edilir. Nakil edilen balıklar yeni çiftliğe yerleştirildikten sonra birkaç gün yem verilmemelidir.

BÜYÜTME
Kalkan yetiştiriciliğinde kapalı devre sistem- ler kullanılarak çok başarılı üretim çalışmaları
yapılmaktadır. Ülkemizde de kalkan yetiştiriciliği konusunda yemeklik olarak üretimde İDE GIDA
isimli firma kapalı devre çalışan bir sistemde kalkan yetiştiriciliği yapmaktadır. Trabzon su
ürünleri araştırma istasyonunda Japonlar ile yürütülen bir proje kapsamında ilk kez ülkemizde kalkan yavrusu üretimi başarı ile gerçekleştirilmiştir. Bu yavrulardan yine ülkemizde ilk kez olmak üzere 2003 yılında 30.000 adet yavru kalkanın doğal kaynakların zenginleştirme amacı ile doğaya bırakıldığı bildirilmiştir. Burada üretilen yavruların bir kısmı özel firmaya satılarak kapalı devre üretimde kullanılmıştır. Kalkan yetiştiriciliğinde üretim kapalı devrelerde gerçekleştirildiği için burada başka balık yetiştirme çalışmalarında da kullanılabilecek kapalı devre üretim tekniği üzerinde bir firmanın bl kan yetiştiriciliği için geliştirdiği bir projeyi esas alarak konuyu aydınlatmaya çalışacağız.

Kapalı devre de kalkan yetiştiriciliği üzerinde çeşitli çalışmalar yürütülmüştür. Örneğin İspa-
nya'da bu konuda olumlu çalışmalar olduğu gözlenmektedir. Geliştirilen sistemde ısı ve tuzluluk
kontrollu bir ortamda gelişme süresinin kısaltılması sağlanarak üretimde başarı sağlanmıştır. Sis-
tem bir endüstri gibi çalışarak devamlı üretim sağlanmasını mümkün kılmaktadır. Bu sistem bir
çok balık türünün kapalı devrede yetiştirilmesini sağlayacak bir teknoloji olup ileriki yıllarda
yaygınlaşması beklenmektedir.

Bu sistem küçük bir arazi üzerinde inşa edilecek bir yapı içerisinde fazla miktarda balık ye-
tiştirilmesini mümkün kılacak bir teknolojidir. Örneğin 500 ton yıl balık yetiştirilecek bir siste-
min küçük bir Alana kurulması mümkün olmaktadır. Sistem 49 m. çapında fakat derin olarak
yapılmış yuvarlak bir havuz içermektedir. Bu yuvarlak havuzun önemli bir bölümü zeminden da-
ha derindir. Dışarıdan bakınca alçak bir bina içerisinde çalışıldığı izlenimini vermektedir
Binanın iç kısmında havuzlar iki paralel ve sığ kanal şeklinde ve 20 cm. derinliktedir. Yu-
karıdaki resimde verildiği şekilde dairesel binanın dış kısmına doğru dairesel kanal havuzlar
inşa edilmiştir, Orta kısımda ise besi yeri vardır, bu kanal kısmında yavru balıklar 10 grdan 200
grama ulaşıncaya kadar besiye tabi tutulurlar. Diğer 5 metre derinliğinde olan havuzda ise ge-
lişme çalışmaları yürütülür


Bu sistemde yemlerne otomatik şekilde yapılmaktadır. Binanın dışında kurulmuş olan yem deposundan günlük yemler yem verilme saatleri ayarlanarak balıkların ağırlığına göre ayarlan
maktadır. Gerek kanallarda gerekse büyük havuzda balıkların ihtiyaçlarından biraz daha faz-
la yem almalarına çalışılır. Böylece gelişme döneminin daha kısa olmasına çalışılmaktadır, Yemle-
me robotları havuz üzerine inşa edilmiş bir ray sistemi üzerinde hareket ettirilerek yemIerne işle-
mi otomasyon sayesiyle yapılır, Havuzun iç kısmı 9 raftan oluşmuştur, Aşağıdaki resimlerde bu ko-
nular şekillendirilmiş bulunmaktadır,


Balıklar daha önce değinildiği gibi kanal bölümünde 150-200 gr.'a kadar kalır. Daha sonra 9
kattan olan yetiştirme havuzundaki bir kata yerleştirilir. Balıklar 300 grama gelince hava ile çalışan
bir sistem ile bir üst kata çıkarılırlar. Bu çıkarmada belirli boydaki balıkların geçmesine uygun bir
düzenekle seleksiyona tabi tutulur ve ağırlıklarına göre sınıflandırılabilirler, Balıklar pazarlama boyu-
na ulaşınca en üst katta hasat edilirler.

 

Uygun bir filtre temizleme yöntemi ile su' içerisindeki organik maddelerin %90'ı temizlenir
ve ozonizatör yardımı ile ortadan kaldırılmış olur. Dip kısımlarda toplanan atıklar vakum ile
emilerek arıtma tesisine gönderilir. Suyun temizlenmesinde ozanizatör suyun amonyak ve nitrit-
ten temizlenmesinde önemli roloynar. Sistemde yazın soğutmak kışın ise ısıtmak için sistemler
vardır. Suyun temizlenmesindeki sistem oldukça karışık bir yapıdadır. Bu nedenle burada daha
fazla detaya girilmeyecektir. Burada vurgulamak istediğimiz konu işlemin yapılabilir olmasıdır.
Gerektiğinde, girişimciler bu konuda daha fazla inceleme yaparak konuyu detaylarıyla öğrenebi- leceklerdir. Başlıca su sorunları oksijen ve amonyak seviyesidir. Tanklarda dolaşan su bir saatte
değişmiş olur. Fakat kullanılan su aynı ve filtre edilerek temizlenmiş sudur. Yoğunluk arttıkça ki-
rlenme daha çok olacağından bu konuda çok dikkatli olunması gerekmektedir. Bu nedenle ta-
mamiyle bilgisayar kontrollu bir izleme düzeni vardır ve bu ihmal edilmemelidir. Her an oksijen,
nitrit ve amonyak miktarı kontrol altındadır ve sistem alarm düzeneğine bağlıdır. Sisteme su ila-
vesi bazı durumlarda çok az sadece kaybedilen suyun takviyesi kadar olabildiği gibi belirli oran-
uygun bir filtre temizleme yöntemi ile su' içerisindeki organik maddelerin %90'ı temizlenir
ve ozonizatör yardımı ile ortadan kaldırılmış olur. Dip kısımlarda toplanan atıklar vakum ile
emilerek arıtma tesisine gönderilir. Suyun temizlenmesinde ozanizatör suyun amonyak ve nitrit-
ten temizlenmesinde önemli rol oynar. Sistemde yazın soğutmak kışın ise ısıtmak için sistemler
vardır. Suyun temizlenmesindeki sistem oldukça karışık bir yapıdadır. Bu nedenle burada daha
fazla detaya girilmeyecektir. Burada vurgulamak istediğimiz konu işlemin yapılabilir olmasıdır.
Gerektiğinde, girişimciler bu konuda daha fazla inceleme yaparak konuyu detaylarıyla öğrenebi-
leceklerdir. Başlıca su sorunları oksijen ve amonyak seviyesidir. Tanklarda dolaşan su bir saatte
değişmiş olur. Fakat kullanılan su aynı ve filtre edilerek temizlenmiş sudur. Yoğunluk arttıkça ki-
rlenme daha çok olacağından bu konuda çok dikkatli olunması gerekmektedir. Bu nedenle ta-
mamiyle bilgisayar kontrollu bir izleme düzeni vardır ve bu ihmal edilmemelidir. Her an oksijen,
nitrit ve amonyak miktarı kontrol altındadır ve sistem alarm düzeneğine bağlıdır. Sisteme su ila-
vesi bazı durumlarda çok az sadece kaybedilen suyun takviyesi kadar olabildiği gibi belirli oran- larda temiz deniz suyu ilavesi de planlanabilmektedir. Bu konuda karar verecek olan ilgili mühendislerdir. Bazı sistemlerde günlük su değişimi normal mevsimlerde yarı yarıya kadar
olabilir. Çok soğuk havalarda ise dışarıdan su alarak ısıtmak oldukça pahalı olacağından filtre
düzenindeki sıcak suyu kullanmak daha ekonomik olacaktır. Su genel olarak tanklara üstten ve-
rilmektedir.

Kalkan besisinde diğer deniz balıkları yetiştiriciliklerinde olduğu gibi Yapay yemler kul-
lanılmakta olup kalkan balığı gereksinimlerine göre formüller geliştirilebilmekte ve başarılı so-
nuçlar alınabilmektedir.
 
Kalkan balığını ağ kafeslerde yetiştirme çalışmalarından olumlu sonuçlar alınamadığı için
karada kurulan tesislerde yetiştirme yoluna gidilmiştir. Kore de pisi balığı yetiştirme çalışmaların-
da da ağ kafesler yerine karada kurulan havuzlardan yararlanılmaktadır. Her iki türünde zeminde
yaşayan balıklar olması nedeniyle yetiştiricilik çalışmalarının benzer olduğu gözlenmektedir. Bu
nedenle kalkan yetiştirme çalışmalarında Korede başarı ile uygulanan Halibut yetiştirme çalışma-
larından yararlanma olasılığı vardır.

İDAGIDA
Ülkemizde ilk olarak yemeklik kalkan balığı yetiştiren özel işletme olup üretim 8x8 m. boyutlu havuzlarda uygulanmaktadır. 1998 yılında Nevzat ÜZEN tarafından kurulmuş olup halen Erdem ÖKTE ve ırmak YAYıN tarafından işletilmektedir. Çanakkaleye 15 km. uzaklıkta Kemikli Alan Köyü'nde kuruludur. İşletme ilk olarak Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Trabzon Su ürünleri Araştırma Enstitüsü'nde üretilen kalkan larvaları ile yetiştirme çalışmalarına başlamıştır. Günümüzde Kalkan larvası üretimi üzerindeki çalışmaları devam etmektedir. Yılda 10 milyon dolayında çipura ve Ievrek üretimi yapılabilecek kuluçkahane kapasitesine sahiptir. Tel: 0.286. 552 64 17