Site açılış tarihi: 27 kasım 2012
Geçen ayki Günlük ort. ziyaret: .. 174
Ay içinde en yüksek ziy sayısı: .242
Geçen ayki ziyaretçi sayısı: . 5234 (Mayıs 2023)
Toplam ziyaretçi sayısı: 852 224

Kitaplar » Su Ürünleri Yetiştiriciliği » Ahtapot ve Kalamar Yetiştiriciliği



Resim: Ahtapot deniz canlıları arasında ilginç vücut yapıları ile ilgi çeken bir gruptur. Etinin lezzetli ve ticari öneminden dolayı su ürünleri avcılığında önemli bir yeri vardır.


 

    AHTAPOT YETİŞTİRİCİLİGİ

 

 


     Prof. Dr. Atilla alpbaz

 

 

 

 

     Ahtapot, kalamar ve mürekkep balıkları yetiştiriciliği günümüze dek bir çok kişinin ilgisini çekmekle beraber bu konudaki çalışmalar oldukça kısıtlı ve yenidir. Yalnız yapılan çalışmalar bu konulardaki yetiştiricilik uğraşılarının ileride artabileceğini göstermektedir. Çünkü bu konuda yapılan çalışmalardan olumlu sonuçlar alındığı bildirilmektedir. Örneğin bazı ahtapot türleri kolayca ortama uyabilmekte ve donmuş yemlerle beslenebilmektedirler. Yapılan besi çalışması ile elde edilen ürünlerin piyasada yüksek fiyatla pazarlanabilecek olması yetiştiriciliğine olan ilginin artabileceğini göstermektedir.

 

 


     Yumurtadan ahtapot yetiştirilmesi konusunda başarılı sonuçlar elde edilmiş ise de yapılan çalışmaların çoğunluğu laboratuar koşullarında gerçekleştirilmiştir. Devahtapot (Octopus dofleiniı ticari açıdan da önemli bir tür olup 20-25 kg ağırlıktadır. Bu gibi iri türler yanında 2-3 gr ağırlıkta ahtapot türleri de vardır. Hatta okyanusların derinliğinde çok daha iri türler olduğu kaydedilmektedir. Yapıları nedeniyle insanların ilgisini devamlı olarak çekmiş olan ahtapotların özellikle deniz akvaryumlarında tutularak sergilenmesi sonucu bu canlıların yaşam koşulları hakkında çeşitli bilgilere ulaşılmıştır

 

 

       Hatta 40-50 sene evvel deniz akvaryumlarda ahtapot tutarak sergilemenin çok güç olduğu düşünülürken dünyanın ünlü akvaryumlarında pek çok ahtapot türü el altında tutulabilmektedir. Buralarda yapılan çalışmalar ahtapotların yem alım ve gelişmelerini anlama bakımından çok yararlı olmaktadır Burada yeri gelmişken belirtmekte gerekir ki deniz akvaryumları her ne kadar halkın ilgisini çeken su canlılarını sergilemeye yönelik ise de yetiştiriciliğe alınacak canlılar konu sunda ilk temel araştırmaların ele alındığı tesisler olarak bilim dünyası içirı çok büyük önemleri vardır. Ülkemizde halen bu konuda büyük akvaryumların açılamamış olması gerçekten üzüntü vericidir. Bunca deniz kenarı şehir var iken Gaziantep 'de büyük bir akvaryum ünitesinin Belediye tarafından kurulmuş olması da gerçekten taktire şayan bir çalışmadır.
Akdeniz ve Asya ülkelerindeki ekonomik değerinden dolayı İspanya oşinografi enstitüsünde ahtapot ve kalamarlar konusunda kapsamlı çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmalarda en önemli sorun genç larvaların yetiştirilmesi olmuştur. Özellikle el altında tutulan anaçlardan yumurta alımı üzerinde daha geniş çalışmalar yapılması gerektiği belirtilmektedir. Yukarıda bahsi geçen oşirıografi enstitüsü İspanya 'nın Vigo merkezinde yer almaktadır. Bu enstitüde doğadan toplanan ahtapotlar üzerinde yapılan besi denemelerinden olumlu sonuçlar alındığı kaydedilmekte ise de henüz yetiştiricilik aşamasına geçilebilecek bilimsel birikime ulaşılamamıştır. Bir yıl boyunca ahtapotlar %80'lik crustacea, %20 balık ve dondurulmuş kabuklu etleri ile beslenmişlerdir. Üretim için ayrılan dişileri daha rahat gözlemleyebilmek amacıyla PVC kutuların dip kısmı  açık ve üst tarafına ise bir kapak konarak bir dişiye bir erkek olacak şekilde cinsel olgunluğa erişmiş olan ahtapotlar yerleştirilmiştir. Çalışmalarda yumurtlama dönemi başladığında her bir dişinin embriyonik gelişim süresi ve özellikle de yumurta sayısı ile dişinin uzunluğu arasındaki ilişkiler araştı-rılmıştır. 2.000 lt. kapasiteli tanklara 20.000 adet yoğunluğunda paralarva konulmuştur. Kapalı devre çalışan sistemde her dört saatte bir toplam su hacminin dörtte biri yenilenmiş ve su sıcaklığı 18 ile 20°Cde sabit tutulmuştur. Tanklara mikro boyutlarda alg ve deniz yosunu ilave edilerek yemleme yapılmıştır. Ayrıca ilk haftadan itibaren artemia nauplii yem olarak verilmiştir. Kontrollü olarak yapılan üretimde paralarva dönemindeki ahtapotlar sürekli olarak izlenmiştir Ahtapotların ticari satış boyları olan 300 gr'a erişmeleri ise takriben 4 ayı bulmaktadır.

 

 


     Ahtapot larvalarının planktonik yaşam biçimleri sürdürdüğü düşünülmektedir. Zira okyanuslarda yaşayan ahtapot türleri diplerde yaşayan kafadan bacaklı yumuşakçalar grubundandır. Bilinen türlerin yarısından fazlası yumurtadan üreyen, planktonik beslenen ve bir tür jet itici güç benzeri bir yetenek ile yüzebilen canlılardır. Bugün bile hala bir bölgeye yerleşmeden önceki yüzme davranışı ve planktonik bir dönem sayılan gelişme döneminde geçirdiği süre tartışma konularındandır. İleri safhalarında ise plankton alanlarının tür bakımından çok az sayıda olması ve ahtapotların yaşını belirlemede kullanılan statolithslerin yada diğer zor yöntemlerin kullanılma olasılığının olmaması nedeniyle doğa- dan yakalanan ahtapotların yaşını belirlemede güçlüklerle karşılaşılmaktadır. Bugüne kadar ahtapotları belli bir bölgeye yerleştirme ve gelişimlerini izlemeye yönelik yapılan çalışmalardan çok az sayıda başarılı sonuçlar alınabilmiştir. Bir deneme de kuzey-batı Pasifik okyanusunda görülen bir tür olan Octopus vulgaris formu kullanıldığında 33-43 güne kadar başarıyla yaşatılmıştır. Yaz süresirıce su sıcaklığının 21.1°C olduğu Kuzey Batı Akdeniz kıyılarında  Akdeniz formundan (O.oulgarisoes) yavru alınabilmiştir. Birinci gün ölçülen bireylerin total uzunluklarının 2,9 mm, ağırlıklarının 1,4 mg olduğu ve her birirıde üç adet vantuzu bulunan kısa kol- lar taşıdığı tespit edilmiştir. Bu tür çok kısa sürede (8,5 gün) gelişim göstererek neredeyse ağırlığının iki katına ulaşır. 60. güne ulaştığında bu oran 125 kata erişmiş olur. Her bir dişiden alınan yumurta sayısı 1-5x105 olmasına rağmen planktonik dönemde ki ölüm oranının yüksek olduğu söylenmektedir. Bu çok kısa ömürlü türlerin oldukça kritik bir safha olan gençlik dönemlerinde etrafa dağılma bakımından çok yüksek bir kapasiteleri vardır. Yüzme stilleri incelendiğinde diğer yönlere nazaran geriye doğru jet hızıyla hareket edebildikleri ve bu yüzme biçimini büyüme oranlarının en yüksek seviyeye ulaştığı 30 günlük iken kazandıkları saptanmıştır. Bu geriye kaçış yetenekleri sayesinde plankton ağlarından ve türlerini tehdit eden diğer canlılardan korunurlar.

 


     Planktonik yaşamlarının ikinci evresinde ise kollar orantısız bir biçimde uzamaya başlar. Bu dönem ise mürekkep balığı görünümünden bentik ahtapot görünümüne dönüşüm zamanıdır. Ahtapotların yetiştirme koşullarına alınabilmesi bu günkü bilgiler ışığında daha zaman alacağı anlaşılmaktadır. Bu kitapta konuyu ele almamızın amacı da bu konuda bizlere gelen sorulara bir dereceye kadar cevap verebilme amacıyladır.



Resim: Mürekkep balığı ( Sepia pharaonis)


 

     MUREKKEP BALlGI ve  KALAMAR YETİşTİRİCİLİGİ

 

 


     1978'li yıllardan bu yana Tayvan 'da mürekkep balığı ve kalamar yetiştiriciliği üzerinde çeşitli çalışmalar yürütülmüştür Bugüne kadar denizlerinde bulunan 11 tür üzerinde çalışılmış olmasına rağmen üç türün üretimi üzerinde yoğunlaşmışlardır. (Sepioteuthis lessoniana, Se- piella inermis, Sepia pbaraonis). 1990'dan itibaren aşağı yukarı 2 milyonu n üzerinde üretilen kalamar yavrusu doğayı zenginleştirme amacıyla denizlere bırakıldığı bildirilmektedir. Yapılan çalışmaların çoğunluğu adı geçen türlerin biyolojisi, davranışları ve yaşayabileceği su koşulları üzerinde yoğunlaşmıştır. Araştırmalar sonucunda genel olarak kafadan bacaklıların çok kısa ömürleri olmasına karşın, büyüme hızı, doğurganlık kabiliyeti ve yumurtadan çıkış oranı bakımından olumlu bilgilere ulaşılmıştır.

 

 

     Kafadan bacaklı yetiştiriciliği yapılmak istendiğinde başlangıç olarak yumurtalar mürekkep balığı için hazırlanan kapanıardan toplanmaktadır. Çünkü diğer avcılık yöntemleri kullanıldığında yumurta kalitesinin düşük olduğu anlaşılmıştır. Septella inermis üzerinde yapılan çalışmalarda %10-15 tuzlulukta yumurtalardanyavru çıkmadığı %20-30-35 tuzlulukta ise yavru elde edilebildiği ve gruplar arasında yumurtadan çıkış açısından bir fark olmadığı belirtilmiştir Mürekkep balıklarının yumurta bırakma şekilleri türlere göre farklı olmaktadır.
 
     Avrupa mürekkep balığı Sepia officinalis özellikle medikal deneyler için kapalı sistem üretim ünitelerinde yetiştiriciliği yapılabilen bir türdür. Atlantik kıyılarından Akdeniz ve Afrika sahillerine kadar yaygındır. %032-35 tuzlulukta 15-27oCde yaşar. İdeal üretim sıcaklığı 21oCdir. Su sıcaklığına bağlı olarak 6-16 ayda cinsel olgunluğa erişmektedir.

 

 

 

     Bu nedenle doğadan yumurta sağlanması aşamasında türlere göre yumurtlama alışkanlıkları ve şekilleri bilinirse toplama işlemi daha güvenli olarak yapılmış olur. Bazıları salkım halinde bazıları ise diziler halinde yumurta bırakabilmektedir. Kimileri ise dağınık olarak yumurta bırakırlar. 

 

 

     Yumurtalardan yavru alımı şu şekilde olmaktadır. Kuluçka tanklarında iyi bir havalandırma sistemi hazırlanır ve yumurtaların içinde açılabileceği plastik sepetler yerleştirilir. Sıcaklık devamlı olarak dikkatle izlenir ve ani ısı düşmelerine olanak verilmez. Alg sorununa karşı Işık şiddeti düşük tutulur yada bir perde ile mutlaka gölgelik uygulanır. Su sıcaklığı 280C olduğu takdirde Mürekkep balığı yumurtaları için inkübasyon süresi 2 hafta, büyük yüzgeçli mürekkep balıkları için 3 hafta yeterli olmaktadır. Yumurtadan çıkma oranı tüm türler için genellikle %90'dan daha fazladır. Yumurtadan yeni çıkan büyük yüzgeçli mürekkep balığı planktonik yaşam sürer, erginleri ise nektoniks (serbest yüzen) dönem yaşar. Pharaoh mürekkep balığı ise hem genç bireyleri hem de erginleri bentik yaşamlıdır. Spirıeless mürekkep balığı türünde ise yumurtadan çıktıktan sonra 3 gün planktonik dönem yaşanır, erginlik döneminde ise bentik yaşama geçer. Görüleceği gibi farklı türlerde farklı yaşam alışkanlıkları bulunmaktadır.

 

 

     Yumurtadan yeni çıkan larvalar artemia ile beslenmektedir. Bu nedenle karides larvaları ve daha pek çok yem denenmiş ve bu çalışmaların devam etmesi beklenmektedir. 20 gün sonra genç kafadan bacaklılar çok ince parçalanmış ve ezilmiş ölü ancak taze balık etiyle beslenmeye geçer.

 

 

 

     Her on günde bir boylama yapılması koşul olmakta aksi takdirde kanibalizm sorunu ile karşılaşılmaktadır. Her boylamadan sonra da yoğunluk %25 azaltılmalıdır. Optimum yoğunluk kalamarlar için 5-10 ad/lt mürekkep balıkları için metrekareye 500 bireydir. Su değişim oranı ilk 30 gün için dakikada 1 litre olacak şekilde düzenlenmelidir. Böylelikle yem artığının oluşturduğu zararlı etkenler ve suda biriken amonyak değerleri önemli ölçüde azalıp kontrol altında tutulabilir.

 

 

     Ergin kafadan bacaklılar iyi kalitede su koşullarına ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle mümkün olduğunca doğal ortamlarına yakın yaşam yerleri oluşturulmalıdır. Yüzen ağ kafesler kalamarların pelajik dönemleri için oldukça uygundur. Yetiştiricilik yapılacak yerin seçiminde, su değişiminin iyi olduğu, bulanıklığın az olduğu ve yüksek tuzluluk içeren bir bölge olmasına dikkat edildiğinde başarılı sonuçlar alınabilecektir. Birey yoğunluğu ise büyüme ve gelişme dönemi olan 3- 4 ay süresince optimum 1O/m3 tutulmalıdır.



Resim: Kalamar (Sepioteuthis lessoniana)


 

     Büyük yüzgeçli kalamar 5 m2'lik yüzen ağ kafeslerde 5-10 adet/m ' birey olacak şekilde stoklanarak yetiştiricilik çalışmaları yapılır. Küçük küçük dilimlenmiş balıklar yem olarak kullanılabilir. Ancak yemlerne sabah ve akşam olmak üzere günde en az iki defa yapılmalıdır. Üretim 3 ayda m2'de 500-1000 gr.a ulaşır. Mürekkep balıkları 10/m2 olarak stoklandığında havuz koşullarına rahatlıkla ve daha erken sürede uyum sağlayabilir. Çünkü bentik yaşam tarzına sahiptir ve diğer iki türe nazaran su koşullarının daha düşük kalitede olmasına biraz daha tolerans gösterebilme yeteneğine sahiptir. İki ay içersinde de 100 gri m2'ye erişir.

 

 

     Büyük yüzgeçli kalamar iki ayda ergin safhaya erişir ve 3-4 ayda da cinsel olgunluğa ulaşır. Eşleşme ve yumurtiama bir hafta sonra başlar. Bu iki türün ömrü 4-5 ay kadar ürmektedir. Pharaoch mürekkep balığının ise 8 ay ömrü olduğu kaydedilmektedir. Her üç türün de ulaştığı maksimum ağırlık sırasıyla; büyük yüzgeçli mürekkep (600 gr.), spineless (800 gr), pharaoh 0000 gr) olarak kaydedilmiştir. Kültür çalışmaları yapılmakta olan bu üç türün erkekleri dişilerinden daha iri olup, sayıca da dişilerden daha fazla olmaktadır .
Kafadan bacaklıların ihtiyaç duyduğu su koşulları:

 

 

     Çözünmuş Oksijen: 5 mg/lt
     Tuzluluk: 25-35 ppt 
     Sıcaklık: 28-32oC
     pH: 7.0-8.5

 

     Bulanıklık: mümkün olduğunca en düşük düzeyde önerilmektedir.



Resim:Kalamar ve mürekkep balığı grubu canlılarda et beyazımsı ve kaliteli su ürünlerinden sayılır


 

     Kafadan bacaklıların yetiştiricilik çalışmalarına ticari ve ekonomik yönden genelolarak bakıldığında, büyük yüzgeçli kalamar yüksek büyüme oranları ve yumurtadan çıktıktan dört ay gibi kısa bir süre içerisinde ulaştıkları 400- 600gr. ağırlık nedeniyle yukarıda bahsi geçen bu 3 tür arasında en fazla gelecek vaad eden türdür. Yemden faydalanma oranı %20 olup, yumurtadan çıktıktan sonra hayatta kalma yüzdesi %20- 30'a ulaşan ender türlerdendir. Doğal ortamlarında bütün yıl yumurta alınabilmektedir.

 

 

     Spineless mürekkep balığı ise ikinci sırada yer alır. Bu türünde kültür koşullarına uygunluğu bu türü yetiştiricilikte tercih edilen türler arasına sokmaktadır. Hayatta kalma oranı %90 olarak tespit edilmiştir. Yemden yararlanma yüzdesi ise %30'dur ve ayrıca bentik bir organizma olduğundan her çeşit yemi kabul etme esnekliğine sahiptir. 4 ay içersinde 50 gr'a erişir. Ancak küçük olmaması nedeniyle diğerlerine nazaran marketlerde daha ucuza alıcı bulabilmektedir.

 

     Pharaoh mürekkep balığı 3. sırada yer alır. lira diğer iki türle karşılaştırıldığında daha düşük büyüme oranına sahip olduğu görülmektedir. Buna rağmen 4 ayda 1000 gr'a ulaşabildiğinden marketlerde rahatlıkla alıcı bulabilmektedir. Yemden yararlanma kapasitesi ise diğer iki türden daha yüksek bulunmuştur. Hayatta kalma oranı ise %90 olarak tespit edilmiştir.

 

 

 


     Dünya da genel tüketimi bakımından Günümüzde kafadan bacaklıların yetiştiriciliği insan gıdası üretme açısından tam olarak uygulamaya girmemiştir. çalışmalar araştırma aşamasındadır. Kültürünü kısıtlayan en önemli etkenlerden birisi yemleme olmaktadır. Spesifik boyutlarda canlı yem aramaları, görsel açıdan farklı vücut biçimleri, hareket tarzı ve deri yapılarındaki özellikleri nedeniyle yetiştiricilikte sıkıntılarla karşılaşılmaktadır. Ayrıca doğadan ucuz olarak avcılığı yapılabildiğinden yetiştiriciliğindeki ekonomi durumu bir çok ülke için düşük görülmektedir. Yem seçicilikleri genç dönemlerinde ergin dönemlerine nazaran daha fazladır. Artemia nauplii, pek çok deniz formu için sevilerek tüketilen bir besin olmasına karşın kafadan bacaklılar ne yazık ki bu yem çeşidinden larva aşamasında tam olarak faydalanmamaktadırlar. Hatta yeni doğmuş kalamarların artemia salina ile beslendiklerinde düşük oranlarda büyüme görüldüğü ve yaşama güçlerinin düştüğü kaydedilmiştir. Mysid karidesinin Tayvan 'ın doğal sularında bol miktarda bulunması ve yakalanan larvaların kalarnar larvası besisinde kullanılabilmesi, bu ülkede kafadan bacaklıların başarıyla yetişmesinde en önemli anahtar olarak görülmektedir. Ne yazık ki, bu karides türünün kendi doğal sularının dışında, özellikle de laboratuar koşullarında kültüre edilememesi kafadan bacaklı yetiştiriciliğini kısıtlamaktadır. Özet olarak bazı besin gruplarını kafadan bacaklı kültürü yapılırken bulmak ve temin etmek oldukça güç, çoğu zaman da olduğundan daha pahalıya gelmekte, bu da kafadan bacaklı yetiştiriciliğinin yoğun olarak yapılmasını olumsuz yönde etkilemektedir. İnsan gıdası olarak kullanımının yanı sıra kafadan bacaklılar yaşam döngüleri nedeniyle biyolojik ve ekolojik yönden analitik soruları cevaplamada araştırma materyali olarak kulanılmaktadır. Bunun yanı sıra hücre biyolojisi ve sinir sistemleri bilim dallarında deneysel çalışmalarda da kafadan bacaklılar önemli deney hayvanlarıdır. Bu nedenle üretim yapan ve deney hayvanı olarak pazarlayan üreticiler, ürünlerini pahalı olarak pazarladıklarından kafadan bacaklılar yetiştiriciliğini pratik olarak uygulayabilmektedirler. Akvaryum koşullarında yaşatılabilmeleri ve yem alabilmelerindeki uyum sayesinde yine bir hobi olarak akvaryumlarda ele alınabilmesi açısından yetiştiricilik çalışmalarının devam etmesi beklenmektedir.