|
Diğer Meslekdışı Kitaplar » Ben Bypass Oldum » KontrollerTıp devamlı olarak önemli ilerlemeler sağlanan bir bilim dalı. Her gün yeni bir gelişme ve ilerleme oluyor. Neredeyse akciğer ile ilgili bazı önemli hastalıklar hariç 'hepsiyle mücadele edilebiliyor. Yakın bir zamanda AIDS hastalığına karşı bile bir şeyler bulunacağına inanıyorum. Geçenlerde televizyonda bir program seyrettim. Beynindeki bir rahatsızlık nedeniyle bir çocuğun beyninin ameliyat ile yarısının alındığı belirtiliyordu. El sürülmemesi gereken bir organ olarak bildiğimiz beynin yarısının başarı ile alınmış ve çocuğun eski dertlerinden kurtularak yaşıyor olması yeni bir ameliyat tekniği olarak sunuluyordu. Yalnız ameliyatla alınan beyin kısmıyla konuşma merkezi de alınmış olduğundan çocuk konuşma yeteneğini kaybetmiş. Tedavi amacıyla çocuğun yeniden konuşma konusunda eğitildiği ve konuşma yeteneğini beynin kalan kısmında bir bölgenin üstlendiği açıklanıyordu. Kalp hastalıkları konusunda da önemli gelişmeler var. Artık insanları başka birinin kalbiyle bile uzun süre yaşatabiliyorlar. Ülkemizde bile bu ameliyatlar başarıyla yapılabiliyor. Vücudumuzun tüm organlarının tamiri konusunda tıpta devamlı gelişmeler izleniyor. Bu nedenle kalbiniz ile ilgili konularda şüphe duyduğunuz her an hemen doktora gitmeyi ihmal etmemelisiniz. Bunun yanında acaba kalbimizi rahatlatacak konularda yeteri kadar duyarlı mıyız? Kendi kendimizi kontrol ederek sağlığımıza yardımcı olamaz mıyız? Özellikle, rahatsızlığımdan sonra, pek çok yayın okudum. Hiç olmazsa, 6 ayda veya en az yılda bir, genel bir kan analizi yaptırılması gerektiğini öğrendim. Bu analiz sonucunda yüksek teknoloji ürünü olan elektronik cihazlarla yapılan analizlerin verdiği kolaylıkla kan yapısı hakkında bilgi sahibi oluyorum. Son olarak yaptırdığım kontrolde, tüm analizler normal sınırlar arasındayken potasyum miktarının 3.2 halbuki normal değerin 3.5 ile 5 arasında olması gerektiğini öğrendim. Saptanan eksiklik pek önemli sayılmayabilir ama, bilmekte yarar vardı. Zaten tansiyon ilacı alanlarda bu tip azalmalar da görülebiliyormuş. Sonuçta potasyumca biraz zengin olan gıdalar almam yararlı olabilir diye düşündüm ve şeker sorunum olmadığına göre günde 3-4 kuru incir almamım yararlı olabileceğini öğrenerek yemeye başladım. Raporda verilen değerlerin hepsi normal sınırlar içerisindeydi ama, yine de bazı konularda dikkatli olmam konusunda işaretler de yok değildi. Örneğin şeker oranı 108 olarak görülüyor. Biraz yüksek sayılabilir. O zaman şeker konusuna az da olsa dikkat etmemde yarar var diye düşündüm. Annem ve babam da diabet olduğu için bizlerde de olma ihtimali vardı. Dikkatli olursam bu konuda bir sorunum olma ihtimalinin azalacağını da düşünmeliydim. Biraz dikkatli davranarak 2 hafta süreyle sadece şeker yeme konusunda yaptığım kontrollü bir gıda rejimi ile bu değeri 92'ye düşürmem kolaylıkla mümkün oluvermişti. Kan kontrolleri sırasında. prostat, karaciğer ve hormonlar konusunda da bilgiler elde edilmesi bir rahatlık oluyor.
Raporda bizler için önemli olan konulardan biri de çoğumuzun bildiği gibi kolesterol düzeyiydi. Total kolesterol miktarının 200'ü geçmemesi öneriliyor. Çünkü yüksek kolesterol miktarının damarlar içerisinde plakalar oluşması ve damarların tıkanmasında en önemli etkenlerden olduğu kaydediliyor. Benim raporumda bu değer 88 idi. Bu iyi bir sonuç gibi görünüyor ama bazı uygun olmayan durum var olduğu da kolesterol çeşidine bakılınca anlaşılıyordu. Total kolesterol iki kısma ayrılıyor. Bunlar tıp dilinde HDL ve LDL olarak tanımlanıyor. Halk dilinde ise iyi huylu ve kötü huylu kolesterol olarak ülkemizde isimlendirilmiş durumda. Bu açıdan verilen değerlere baktığımda HDL olarak bilinen iyi huylu kolesterol miktarının erkeklerde SS'den kadınlarda ise S'den düşük olmaması öneriliyor. Bende bulunan değer ise 33 'tü ve iyi huylu kolesterol bakımından dikkatli olmam gerektiği sonucu çıkıyor. İyi huylu kolesterolü arttırıcı ve kötü huylu kolesterolü azaltıcı bir gıda rejimi uygulamanın yararlı olacağı anlaşılıyor. Örneğin kahvenin kötü huylu kolesterolü arttırıcı etkisi olduğu söyleniyor. O zaman kahve içmeyi biraz azaltmamda fayda var. Kolesterolü arttırdığı belirtilen katı yağlardan uzak durmaya ve yağ ihtiyacını zeytinyağından almaya çalışmalıyım.
Ülkemiz zeytinyağı bakımından bir cennet sayılır. Hindistan’da bulunduğum bir sırada bir hintli hoca zeytinyağını bir kez ilaç olarak aldığını ve 50 gr.'lık küçük bir şişeye oldukça yüklü bir para ödediğini söylemişti. Türkiye’de zeytinyağı çok ucuz. Neredeyse ayçiçeği yağı fiyatına satılacak. Urla'da bir tanıdıktan aldığım zeytinyağı ile bolluk içerisinde yaşıyoruz. Zeytinyağı mono doymamış bir yağ olduğu için kolesterolü düşürmede etkili oluyormuş. Yemeklerde bile zeytinyağı kullanıyoruz. Gençliğimde tereyağı ile pişmeyen pilavın yenilemeyeceğini öğrenmiş ve bu şekilde düşünürdüm. Şimdi ise fikrimi değiştirmiş bulunuyorum. Eşim pilavlarda bile sıvı yağ kullanır duruma geldi. Çocuklarıma bir azizlik oluyor ama onlar da şikayetçi olmadıkları için bir sorun yok gibi görünüyor. Belki onlar da biliyorlar ama babamız için razıyız diye düşünüyor olmalılar. Yapılan bilimsel çalışmalarda zeytinyağının kolesterolü azaltıcı, kan şekerini düşürücü, ve kalbe yararlı olduğu konusunda bildiriler olduğunu ansiklopediden öğreniyorum. Ayrıca tüm sıvı yağların, ayçiçeği ve mısır özü yağının da benzer etkileri olduğu kaydediliyor.
Zeytinyağının iyi huylu kolesterolu artırması konusunda çok önemli bir sonucu kendi üzerimde izlediğimi yazabilirim. Zeytinyağının yararı konusunda bir çok söz işitmiş olmamıza rağmen gerçek bir sonuç görmemiştim. Çocukluğumuzda zeytinyağı yemeyi çok severdik. Şöyle ki, 19501li yıllarda evde saç üzerinde çörek tabir ettiğimiz, 1 cm. kalınlık ve yaklaşık 20 cm. çapında ekmekler yapılırdı. Ekmek pişirilen günlerde taze çöreğin üzerinde bıçakla delikler açar ve zeytinyağı sürdükten sonra kırmızı toz biber ekerek yemek çok hoşumuza giderdi. Ayrıca kırma tabir ettiğimiz zeytin üzerine bol miktarda zeytinyağı ve kara ekşi (Bizim kasabada nar veya koruktan yapılan ekşi limon yerine kullanılırdı) döktükten sonra kor ateşte pişirilmiş kuru kırmızı biberi elimizde ovalayıp eker ve biraz da tuz ilavesinden sonra ekmeği zeytinyağına banarak yemekten de büyük bir zevk alırdık. Zeytinyağının yararını deneme amacıyla son altı aydır hemen hemen her gün yukarıda bahsettiğim şekilde sadece kara ekşi yerine bol limon suyu kullanarak, günde bir-iki çorba kaşığı kadar zeytinyağı yedim. Bunu bir perhiz olarak değil gerçekten de çok sevdiğim bir kahva1tı yiyeceği olarak alıyordum. Son kez kolesterol tayini yaptırdığımda iyi huylu kolesterol miktarının 55 olduğunu gördüm. Son beş yılda yaptırdığım kan analizlerine baktığımda iyi huylu kolesterol miktarı en yüksek 34 olarak saptanmış. Yıllardır iyi huylu kolesterol miktarım düşük ve 28, 33, 32 , 34 gibi rakamlar etrafında dolaşıyorken, bu kez altı-yedi ay süreyle sabahları biraz zeytinyağı yemem iyi kolesterol miktarının istenen düzeye çıkmasını sağlamıştı. Zeytinyağlı kahva1tımı zevkle yaptığıma göre 'ulaşılan sonuçtan da mutlu olmuştum. Kilo sorunu olmayan kişiler için yararlı olabileceğini umuyorum.
Kolesterol ve et konusu üzerinde biraz daha durmada yarar görüyorum.
|