|
Kitaplar » Akvaryum Balıkları Ansiklopedisi » AKVARYUMLARDA DENİZ BALIKLARI
AKVARYUMLARDA DENİZ BALIKLARI
Deniz akvaryumlarına alınabilecek balıklar denilince tüm denizlerde yaşayan balıkları dile getirmek mümkündür. Böyle bir yazıda ise buna pek olanak bulunmadığı da açıktır. Bu nedenle çok kısıtlı olarak sadece renk ve şekillerinin güzelliğiyle dikkat çeken ve ülkemize ithal edilen bazı balıklar üzerinde durmakla yetinilmiştir.
Sol üst:Chaetodon larvatus Sağ üst: C. paucifasciatus
Sol alt: C. austriacus Sağ alt: C. mesoleucas
KELEBEK BALIKLARI
Chaetodon türleri içerisinde pek çok balık vardır. Bu gruba giren balıkların genel özellikleri çok güzel renklere sahip olmalarıdır. Bu nedenle birbirlerine yakın olan türleri ayırt etmek bazen zor olabilir. Denizlerde yalnız veya çiftler halinde dolaşırlar. Diplerde mercanlık ve kırmalık yerleri tercih ederler. Bu türe giren balıklar genel olarak şekilde birbirlerine benzerler. Kendi türleri içerisinde bulunan fakat bölgede yabancı olan balıklarla kavgaya girişebilirler. Bu grup içerisinde pek çok akvaryum balığı olabilecek tür bulunmakla beraber en ünlülerinden bazı örnekler verelim.
KIZIL DENİZ KELEBEK BALlĞI
(Chaetodon larvatus)
İngilizce adından Kızıl Deniz Kelebek Balığı (Red sea butterfly fish) olarak tercüme edebileceğimiz bu balık aynı familya içerisine giren chaetodon trianglum türünden renk ve diğer bazı özellikleri nedeniyle kolayca ayırt edilebilir. Kızıldeniz kelebek balığı kuyruk kısmında daha geniş bir siyah bölgeye maliktir. Kuyruğu da koyu renklidir. Ayrıca göz etrafında koyu halka yoktur.
Kızıl Deniz Kelebek balığı nazik yapılıdır ve akvaryumlarda biraz dikkatli bakılmak ister. Utangaç bir balıktır. Bu nedenle bulundukları akvaryumlarda gizlenebilecekleri yerlerin bulunması yararlı olur. Kavgacı balıklar ile aynı akvaryumda bulundurulmaması lazımdır. Yemleme de önemlidir. Canlı mercanlar yemeğe çok meraklıdırlar. Bu nedenle yemlemelerinde canlı mercan kullanılabilir ise bakımları daha kolay olur. Yüksek ısı ve yüksek tuzluluktan hoşlanırlar.
Denizlerde alçak sularda bulunan kayalık yerlerde kızıl denizde tek tek veya küçük gruplar halinde yaşarlar. Hızlı yüzebilen bir balık olmamakla beraber kayalar içerisindeki küçük oyukları yuva olarak seçtiklerinden tehlike anında süratle bu yuvaya kaçabilirler. Böylece büyük yiyici balıklara yem olmaktan kurtulurlar. Kavga sırasında sırt yüzgeçlerini bir silah gibi kullanabilirler. Vücutlarının yüksek olması ve sırt yüzgecini dik duruma getirince vücut yüksekliğinin daha da artması diğer balıklar tarafından kolayca yutulmasını engelleyen bir durum meydana getirir.
Bu grup içerisindeki balıkların bazıları akvaryum balığı olarak halk elinde bulundurulmakla beraber diğer bazı türler özellikle resmi teşekküller tarafından yönetilen büyük akvaryumlarda tutulmaktadırlar. Özellikle ülkemizde kurulacak deniz akvaryumları ünitesinde bu balıları bulundurma yoluna gidilmesi önerilebilir.
KIZIL DENİZ KELEBEK BALlĞI
(Chaetodon mesoleucos)
Kızıl Deniz Kelebek balığı olarak tanımlayacağımız bu tür sadece Kızıldeniz'de bulunur. Özellikle mercan kayalarında yaşar. Akvaryuma kolay uyum gösterirler. Sivri ve ilginç bir ağız yapısı vardır. Vücuduna sırt yüzgecinin başlangıcından itibaren kaplayan dikine çizgiler balığa güzel bir görünüm verir. Renk ve şekil yapıları ile hemen tanınacak bir balıktır. Baş kısmı renkli ve alnında siyah bir leke bulunur. Bu leke bant hainde göz altında da biraz devam eder. Dikine sarı koyu renkli hatlara sahiptir. Pek çok Choctodon türünde orta tarafta var olan siyah renkli göz şeklindeki halkaya bu tür sahip değildir. Bazı Zoologlar bu koyu göz gibi halkanın et yiyici balıkları aldattığı ve balığa hücumu ters taraftan yaptırdığı ve bu nedenle aldatıcı ve koruyucu bir yapı olduğunu kabul ederler. Bulundukları akvaryumların geniş ve büyük olması yararlı olacaktır. 2-3 cm. boylu bir balık için 40-50 litre su hesaplanması önerilmektedir. Bu balık dünyanın en tuzlu ve en sıcak denizinde yaşadığından, akvaryumun bu ortama uydurulması gerekir.
Sol: Chaetodon collaris Sağ:C. fasciatus
PASİFİK KELEBEK BALlĞI
(Chaetodon collaris)
Pasifik ve Hint okyanusunda çoktur. Pakistan kelebek balığı ismi verilebilir. Yanına çizgiler ile karakteristik bir görünüşü vardır. Yüzgeçler koyu kırmızımsı ve mavimsi bir band ile son bulur.
Chaetodon semilarvastus
Dünyanın en güzel balıklarından sayılan bu tür altın sarısı rengi ile dikkat çeker. Bir çok Chaetodon türü balıklar ikişerlik çiftler halinde gezdikleri halde bu balıklar 10-15'lik gruplar halinde gezerler. Mercan gelişmesinin bol olduğu alanları tercih ederler. Bu balığı yeni olarak tumaya başlayacaklar için artemia salina larvası iyi bir yem olabilir. Daha sonra balık veya karides eti denenebilir.
Chaetodon fasciatus
Bu balık da yukarıda açıklanan balıklara benzer vücut şekillerine sahiptir. Fakat renk ve vücut çizgileri farklıdır. Bu tür de Kızıldeniz'e aittir. Hint okyanusunda da bulunurlar. Küçük yumuşakçalar ve mercan poliplerini (filizlerini) yiyerek yaşarlar.
Chaetodon falcula
Bakımı oldukça kolay olan bir türdür. Genelde vücudun ön kısımları açık morumsu, arka kısımları ise turuncu renklidir. Göz üzerinde dikine bir bant vardır. Sırta yakın iki siyah bant dikkat çeker. Ayrıca vücut dikine bantlara sahiptir.
Sol:Chaetodon falcuta Sağ:C. melenosoma
Chaetodon melenosoma
Vücudu mora yakın, kuyruk ucu ile sırt ve karın yüzgecinin arka kenarlarında kavuniçi bir renge sahiptir. Ayrıca baş kısmındaki dama görünüşü ile deniz akvaryumlarına ilk başlayanların tercih ettikleri ilginç bir balık türüdür. Ülkemize de getirilmiştir. Kelebek balıkları içerisinde C.rafflesi, C.trifasciatus ve C.ephippium türleri ülkemize getirilmişlerdir.
Chelmon rostratus
Malezya ve Filipin denizlerinde bol olarak bulunan ve yapısı itibariyle ilgi çeken bir balıktır. 12-20 cm'ye kadar büyüyebilir. Gümüşi renkli ve dikine sarı turuncu arası bantlara sahiptir. Sırt yüzgecinin sonlarına doğru sahip olduğu yuvarlak siyah halka ile dikkat çeker. Küçük kurtçukları topraktan çekerek çıkarmaya uygun sivri bir ağız yapısı vardır. Akvaryumlarda bakımı zor olmakta ancak büyük akvaryumlarda barındırılabilmektedir. Heyecanlı ve hareketli balıklardır.
Sol: Chelmon rostratus Sağ: Euxiphpops navarculus
MAVİ KUŞAK MELEK BALlĞI
(Euxiphpops novarculus )
Bu türün genç bireyleri doğadan yakalandıktan sonra akvaryumlara daha iyi uyum göstermektedirler. Genç bireylerin nakli daha kolay olmaktadır. Pasifik Okyanusunun balığıdır. 25 cm. boya kadar büyüyebilirler. 24-26 oC su sıcaklığından ve % 23-27 tuzlu sulardan hoşlanırlar. Planktonlar ve karides etleri ile beslenebilirler. Bu nedenle akvaryumlarda alg üretimi yararlı olur. Bu türden E.xanthometopon (Mavi Masklı Melek Balığı) ile ülkemize ithal edilmişlerdir.
Foreipiger longirostris
İndo pasifik orijinlidir. 15-20 cm. boya ulaşabilir. Altın sarısı başın üst kısmı kahverengidir. Arkada kuyruk altındaki siyah benek ilginç bir karakteristiğini teşkil edeer. Akvaryumlarda bakımı zor olmaktadır. Chaetodontadae (Kelebek balıkları)familyasına girer.
Sol: Forcipiger longirostris Sağ: Holacanthus tricolor
Holocanthus tricolor
Bu da kelebek balıkları ailesine girer. Sarı renklidir. Dudak ucundaki mor bir leke ilginç bir görünüm yaratır. Aynı gruptan Holacanthus ciliaris enine mavi çizgileri bulunan sarı ve siyah renkli ilgi çeken birtürdür.
Heniochus acuminatus
Kelebek balıkları içerisinde sayılabilir ise de davranışları farklıdır. Örneğin kelebek balıkları çiftler halinde gezdikleri halde bunlar tek tek veya yalnız olarak gezerler. Uzun sırt yüzgeci dikkat çeker. Vücut dikine koyu renkli üç geniş bant ile 3'e bölünmüş gibidir. Kuyruk ve sırt yüzgecinin arka kısmı kirli sarıdır.
Sol: Heniochus acuminatus Sağ: Pygoplites diacenthus
Pygoplites diacenthus
Melek balıkları grubuna girer. (Royal Angel Fish) Kral Melek Balığı olarak tanımlanabilir. Pasifik orijinlidir. 15-18 cm 'ye kadar büyüyebilir. Kıyıdan uzak mercan kayaları üzerinde yaşar. Deniz melek balıkları içerisinde en tatlı renkleri olanlarından bir tanesidir. Portakal rengi hakimdir. Kuyruk yüzgeci soluk sarıdır. Dikine mor bantlar balığa çok güzel bir görünüş sağlar.
Zebra köpek balığı
KÖPEK BALIKLARI
Köpek balıkları tanıdığımız ve bir çoğumuzun korku ile hatırladıkları balıklar sınıfına girer. Bazı türlerinin et yiyici ve insanlara da saldırabilmesi bu gruba giren balıklardan ürkmemize neden olmuştur. Bu nedenle halka açık deniz akvaryumlarının kurulduğu yerlerde genel olarak köpek balığı bulundurmak adet haline gelmiştir. Ülkemiz denizlerinde pek çok türünün var olduğunu balıkçılıkla ilgili olan pek çok kişi bilir. Ülkemizde camgöz, sapan balığı, büyük camgöz, kedi balığı, çivili köpek v.s. adı ile tanınan pek çok türü bulunmakta ve hatta türkçe isim konulmamış çok çeşitli köpek balığı denizlerimizde yaşamaktadır.
ZEBRA KÖPEK BALIĞl
(Chiloscyelium griseum)
Köpek balıkları sınıfına giren bu balık ev akvaryumları için dahi ilgi çekici olabilmektedir. Genel olarak küçük bir türdür. En büyükleri bile ancak 60-70 cm. dolaylarında gelir. Renk bakımından güzel bir görünüşleri vardır. Vücudu enine kahverengi bantlarla çevrilmiştir. Bu tür, dondurulmuş veya taze kum midyesi (Akivades) dediğimiz kabuklu canlı etleri ve diğer canlıların etleri ile beslenerek kolayca akvaryumlarda tutulabilir. Bu nedenle akvaryumlarda beslenmeleri bir problem yaratmaz. Fakat köpek balıkları ile çalışırken çok dikkatli olmak gerekir. Hemen hepsinin diş yapısı çok kuvvetlidir. Ayrıca tutmak istenildiğinde vücut yapılarının çok güçlü olduğu unutulmamalı ve bazı türlerde yüzgeçler üzerinde bulunan dikenimsi küçük çıkıntıların yaralayıcı olabildiği unutulmamalıdır.
Sol: Urolophus jamaicens Sağ: U. jamaicens (Yellow stingray)
VATOZ BALIKLARI
(Urolophus jamaicensis)
Köpek balıkları ile yakın familyalara giren vatoz balıklarının da bazı türleri akvaryumlarda ilgi çekici olabilmektedir. Bilindiği gibi ülkemiz denizlerinde de pek çok vatoz ve benzeri balıklar yaşar. Bu balıkların en önemli özellikleri ağızlarının alt kısımda, gözlerinin ise üstte olmasıdır. Su alış verişini başlarının üst kısmında bulunan bir hol yardımı ile yaparlar. Yemlerini yemeleri ve avlanmaları da oldukça ilginçtir. Bir av buldukları zaman üzerine yatarak canlının öncelikle herhangi bir tarafa kaçmasına engel olurlar. Birçokları çok keskin ve kuvvetli dişlere maliktirler. Hatta kabuklu deniz hayvanlarını kolayca ezerek yiyebilirler. Akvayumlarda ele alınanlara örnek olarak Urolophus jamaicensis'u gösterebiliriz. Bu vatoz kolayca evcilleşmekte ve akvaryumda yaşamaya alışabilmektedir. Elle verilen yemi alabilecek bir alışkanlık kazanabilmektedir. Bazı türler yumurtalarını dışarıya bırakır ve bildiğimiz yol ile ürerler ise de bu tür yumurtaları karnında taşır ve yalancı bir doğum şeklinde yumurtadan yavru çıktıktan sonra dışarıya bırakır.
Ülkemizde çeşitli vatoz türleri vardır. Bunların bazılarının kuyruk ucunda iğne ve zehirli maddeler taşıdıkları bilinmektedir. Yine
vatoz balıklarına benzer kazıkkuyruk, rina, tırpana ve iğneli vatoz denilen balıklar da bu gruplar içerisinde sayılabilir.
Kulaklı folya balığı denilen ve geniş kanatları bulunan fakat ağız yapıları oldukça ilginç bazı balık türleri de vatozlara benzetilir.
Bu türler de büyük şehir akvaryumlarına alınabilecek ilginç canlılar grubuna girmektedirler. Tüm vatoz familyalarına giren balıklar da kuyruk ucundaki iğnelerinin zehirli ve tehlikeli olabileceği unutulmamalıdır.
Amphiprion sp .
Bu gruba giren balıklar deniz şakayıkları ile müşterek yaşama uygun olan balıklar olarak tanımlanabilir. Deniz şakayıkları daha önce açıklandığı gibi bitki görünümünde olan hayvanlardır. Bu balıkları dilimize soytarı balıkları olarak tercüme edebiliriz.
Sol :Amphiprion perideraion sol:A. percula
Amphiprion penderation.
Pembe soytarı balığı olarak tanınır. Bu türü bir akvaryumda deniz şakayığı olmadan tutmak zordur . Tropikal Hint okyanusuna dahil balıklardandır. Nitrit ve kirlenmeye karşı az dayanıklı olan bir türdür. Bu nedenle akvaryumlarının bakımlı olması gerekir. Akvaryum koşulları iyi
tutulduğunda mükemmel birer akvaryum balığı olabilmektedirler.
Sol: Amphiprion frenatus Sağ: A. clarki
DOMATES BALIĞI
(Amphiprion frenatus)
Domates veya ateş soytarı balığı olarak tanımlanabilir. Bu balıkta da görüldüğü gibi başın hemen üst kısmında beyaz bir
bant vardır. Zaten soytarı balıklarının bir özelliği baş üzerindeki beyaz bantın pek çok türde var olmasıdır. Bu bant bazı türlerde tek olduğu halde bazı türlerde, biraz önce verdiğimiz türde olduğu gibi, birden fazla da olabilir. Renk genelde kırmızıdır.
Pek çok balık için zehirli ve tehlikeli olan deniz şakayıkları ile soytarı balıkları arasında birlikte yaşamanın nedenleri bir
asır önce insanların dikkatini çekmiştir. Bu ilişkinin özellikleri ancak yakın zamanda açıklanabilmiştir. Bir şakayık herhangi bir dokunma olduğunda hemen zehirini akıtır ve etkili olur. Fakat deniz şakayıkları bir düşünce mekanizmasına sahip olmamalarına rağmen yanındaki diğer şakayıklara ve soytarı balıklarının derilerine zehirini akıtmamaktadır. Bu sokma işleminin olmaması için şakayık özel bir mukoza salgılamaktadır ve bu mukozanın olduğu herhangi bir canlıya şakayığın bir zararı da olmamaktadır. işte soytarı balığı bu sırrı keşfetmiştir.Soytarı balığı ilk önce şakayık üzerine gelir ve küçük darbeler ile bu mukozanın kendi vücuduna yapışmasını ve vücudunu bir elbise gibi sarmasını sağlar. Artık bu mukoza ile kaplı olan balığa şakayığın zehir bırakan kolları zarar vermeyecektir. Bu müşterek yaşama nedeniyle soytarı balıklarının akvaryuma alınması ile birlikte deniz şakayıkları da akvaryuma girmiştir.
Soytarı balıkları yumurtalarını deniz şakayıklarının alt kısımlarında temizledikleri yerlere bırakırlar. Böylece yumurtalarını da düşmanlarından korumuş olurlar.
Bu gruptan A.bioculatis, A.clarki ve A.ocellatus ülkemize ithal edilmişlerdir.
Pseodohromıs paccagnellae
Bu balık ilk kez Cava sularında 10 metreden daha az olan derinliklerde görülmüş ve vücudunun yarısının pembe veya kırmızı, diğer yarısının ise sarı renkli oluşu ile dikkat çekmiştir. Genel olarak kayalar veya mercan kayaları arasındaki oyuklarda yaşarlar. Oldukça hareketlidirler ve devamlı olarak yuvalarına girip çıkarlar. Bu giriş çıkışlarında tahminen bir parça yem alarak yuvaya girdikleri ve yemlerini yuttuktan sonra tekrar süratle dışarı çıkarak bir yem daha almaya çalıştıkları sanılmaktadır. Genelolarak küçük boylu balıklardır ve boyları 5 cm.den daha azdır.
Bu gruptan P.fridmanive P.dutoiti ilgi çeken balıklardır. Ülkemize getirilerek pazarlanmıştır.
DOMUZ BALIĞI
(Bodianus mezotharax)
İngilizce de ağız kısmının biraz domuzu andırması nedeniyle domuz balığı (Hogfish) olarak tanınır. Bu balık biraz önce açıkladığımız balık gibi iki renkli bir vücut yapısına sahiptir. Filipinler ve Hint okyanusu orijinli ilginç bir tür olup, akvaryumlara çok kolay uyum gösterirler. Yemlenmeleri kolay olmakta dondurulmuş karides veya kabuklu deniz hayvanları eti ile kolayca beslenebilmektedirler. Yavaş gelişen bir tür olması akvaryumlar için iyi olmaktadır. Çünkü çok hızlı büyüyen balıklar büyüyünce akvaryum meraklısı için bir problem yaratır. Doğada iyi gelişmesine rağmen akvaryumlarda hiç gelişmeden yani büyümeden kalabilirler. Bu olay bir çok akvaryum balığında görülür ve balık büyümeden kalır veya az büyür ise bu durum akvaryumcu için yararlı olur. iki yıl kadar akvaryumda yaşatılabilmektedir. Bu süre oldukça iyi sayılabilecek bir yaşama periyodudur.
Bu gruptan B.pulchellus ve B.rufui ilgi çekerler
LAPİN BALIKLARI Labridae familyasını dilimizde lapin balıkları familyası olarak tanımlarız. Bu familya içerisine giren pek çok balık türü ülkemiz denizlerinde bolalarak bulunmaktadır. inanıyorum ki ülkemizde de deniz akvaryumları konusuna ilgi başlayınca bu familya içerisinde akvaryumlara alınabilecek pek çok türün ülkemiz denizlerin bulunduğu görülecektir.
Sol: Labroides dimidiatus Sağ: Halichoeres bivittatus
ÖRDEK BALlĞI
(Labroides dimidiatus)
Temizleyici ördek balığı olarak dilimize tercüme edilmesi mümkündür. Lapin balıkları sınıfına girer. 7 ile 10 cm arasında boyu olan bir türdür. Görüleceği gibi vücut üzerinde bir kaç renk bulunmakta ve bu renkler birbirinden ayrı olarak bir hat şeklinde geriye kadar uzanmaktadır. Bu balık ve benzeri türlerin her akvaryumda bir iki adet bulunmasının yararlı olduğu bildirilmektedir. Çünkü bu balıklar diğer balıkların üzerlerinde bulunan parazitleri yiyerek temizler ve koruyucu bir görev yaparlar. Bu bakımdan yararlı bir balık olarak kabul edilirler. Hatta balıkların soIungaçlarına kadar girerek parazitleri temizleme görevi yaparlar.
Labridae familyası içerisine gren balıklar küçük boylu olmakla (8-10 cm) beraber çok iri boylu olan türleri de mevcuttur. Çoğununun çok güçlü dişleri vardır. Hatta küçük kabuklu canlıları bile kırarak yiyebilirler. Fakat umumi akvaryumlarda diğer balıklara hiç bir zararlı davranışları olmaz ve uyumlu bir balık olarak kabul edilirler. Bu türler çok renklidirler ve dikkati çekecek şekilde güzelolanları vardır.
Halichoeres bivittatus
Bermuda ve Kuzey Karalina'dan Brezilya'ya kadar olan sahillere yayılmış olan bir türdür. Bu balık labraidea familyasına giren balıklar gibi temizleyici bir tür olarak tanınır.
Yatay olarak iki adet koyu ve bunların arasında yeşilin hakim olduğu bantlara sahiptirler. Balık yaşlandıkça alt kısımda bulunan bandın kaybolmaya yüz tuttuğu izlenir. Küçük karides ve yengeçleri kırabilecek kadar güçlü dişleri vardır ve bunları yiyerek yaşarlar. Avlanmaları da oldukça kolaydır. Örneğin insanlardan pek çekinmediklerinden bir kavanoz veya küçük bir küp içerisine ezilmiş karides konup bir müddet bololarak bulun-
dukları yerlere konulur beklenir ise bu balığın hemen kabın içerisine girdiği görülür.
Dayanıklı bir balıktır. Akvaryumlara kolayca uyum sağlarlar.
Bu gruptan H.melanurus ülkemize getirilmiştir.
Hypoplectrus indigo
Mor hamlet balığı olarak dilimize tercüme etmek mümkündür. Genelolarak mavi ve koyu çivit, mor renk hakim olduğu için bu ad verilmiştir. Bu balığı tanıtmaktan amacım ülkemiz denizlerinde bu balığa benzer pek çok balığın var olduğunu hatırlatmak içindir.
Bu balıklar hermofrodittir. Aynı balık hem erkek, hem de dişilik özelliği gösterir. Hatta aynı balık kendi yumurtalarını yine kendi spermaları ile dölleyebilir. Böylece bir akvaryumda tek bir balığın hem yumurtladığına, hem de kendi yumurtalarını dölleyerek ürediğini gözlemek mümkündür. Doğada ise bir balığın yumurtladığında dölIemenin diğer bir balık tarafından yapıldığı sanılmakta ve gelecek sefere ise balıkların rol de-
ğiştirilebileceği kabul edilmektedir.
Kendilerinden küçük balık yavrularını kolayca yediklerinden akvaryumda daha küçük balıklar ile barındırmada dikkatli olunması gerekmektedir.
MÜREN BALIKLARI
(Muraenidae familyası)
Müren balıkları ülkemiz denizlerinde de var olan bir familyadır. Akdenizdeki diğer türler hakkında yabancı dildeki yayınlardan bir çok bilgi toplamak mümkündür. Müren balıkları, genel olarak tropik ve ılık denizlerde yaşarlar. Denizlerin az derin sahillerinde taşlar ve kayalar arasında yaşamayı tercih ederler. Bazılarının tatlı sulara bile girdikleri görülür. Boyları iki metreye kadaruzayabilen türleri vardır. Oldukça yırtıcı bir balıktır. Küçük balıkları kolayca avlayarak yer ve diğer deniz canlılarını da avlayarak tüketir. Her türün çeşitli renklere sahip olduğu görülür. Genellikle, parlak kahverengi ve sarıya yakın renklere maliktirler.
Gymnothorax zonipectus
Rengi kahverengi olup, yüzgeçler üzerindeki koyu benekler dikkati çeker. Bu balıkların dişleri çok keskin ve jilet gibidir. Dişler içe dönük olduğu için yakaladığı avın koray kolayağzından kurtulması mümkün değildir. Ayrıca, alt çenelerini ileri geri oynatarak avını devamlı olarak boğaza doğru itebilen bir ağız yapısına sahiptir. Bu nedenle akvaryumda müren balığı beslemeye başlayan kişinin bu konularda dikkatli olması
yararlıolur. Müren balıkları hiç bir zaman elle tutulmamalı ve daima bir kepçe ile çalışılmalıdır.
Müren balıkları gece yem alan bir türdür. Aynı özellik yılan balıklarında da izlenir ve yılan balığı yetiştiriciliğinde balıkları yemlemek için üstü kapalı loş yemleme yerleri yapılır. Beslenmesinde küçük balıklardan yararlanılabilir. Küçük hamsiler ve deniz yumuşakçalarının (Ahtapot, mürekkep balığı veya kalamar) etleri yem olarak kullanılabilir. Yemlemenin akşam saatlerinde veya gece yapılması lazımdır. Yapay yemlere akvaryumda kısa sürede alışmaktadırlar.
Eğer bir müren tarafından bir yeriniz ısırılırsa yara hemen temizlenmeli ve bu bölge süratle dezenfekte edilmelidir. Çünkü müren yarası çoğunlukla kısa sürede mikrop kapabilir.
DENİZ İGNELERİ
Syngathides familyası olarak bilinen deniz iğneleri ülkemiz denizlerinde de var olan ilginç balık türlerinden birisidir. Tropik denizlerden pek fazla soğuk olmayan tüm dünya denizlerine yayılmış vaziyette olan bu tür içerisinde çok değişik renkfere sahip olanları bulunmaktadır. Zaten bir çok balığın rengi ortama uyum sağlama nedeniyle oluşmuştur. Örneğin izmir körfezinde otlar arasında bulunan türler genelolarak kirli yeşil renkte olmasına rağmen okyanuslarda yaşayanların bir kısmı ilginç şekilleri yanında güzel renkleri olanları da bulunmaktadır. Bu balıklar kısmen' plajik kısmen de bitkiler arasında yaşarlar. Oldukça tembel ve hareketsiz bir balık olup planktonlar ile beslenirler.
KIZIL YÜZLÜ YARASA BALIGI
( Platax pinnatus )
Deniz akvaryumları ıçın çok güzel bir balık türü olarak bilinir. Özellikle genç balıkların kuyruk ve yüzgeç uçlarında bulunan kızılımsı renkler çok güzel bir görünüm verir. Yaşlandıkça renkleri biraz bozulur. Hint Pasifiğinde bulunur. Ülkemize de getirilmektedir. Geniş ve derin akvaryumlarda tutulması gerekir. Su sıcaklığı 24-26 -c ve tuzluluk % 23-27 olmalıdır. Su kalitesi çok iyi tutulmalı ve iyi filtre edilmelidir. Çabuk gelişirler. Akvaryumlarda balığın yüzgeçlerini didikleyebilecek ve rahatsızlık verecek diğer türlerin bulunmaması gerekir. Daha çok tecrübeli akvaryum severler tarafından tercih edilmelidirler.
POMACATHIDAE FAMİLYASI
Mercan kayaları arasında yaşayan türler içerisinde en güzel renkli balıklara sahip olan gruptur. Bu nedenle bu gruba giren balıklara verilen isimler hep aristokratlar sınıfına girer. Örneğin kral, kraliçe, imparatorve majesteleri gibi isimlerle anılırlar. Dış ülkelerinde çok pahalı olarak pazarlanırlar. Çünkü balıklar oldukça pahalıya malolmaktadır. Uzak bölgelerden getirildikleri için maliyetin %90'a yakınını nakliye giderleri teşkil eder. Balıklar bol ve iyi kaliteli su ortamında tek tek nakledilirler. Bu işlem maliyeti artırmaktadır. Bu gruba giren balıkları Melek balıkları olarak isimlendirebiliriz. Resimlerde göreceğimiz gibi çoğunluğu disk şeklindedir. Çok renkli ve farklı türleri vardır.
Pomacanthus imperator Familya içerisinde oldukça ünlü bir balıktır. Çok güzel vücut çizgilerine sahiptir. Sarı üzerine mavimsi sarı bantlar vücudu boyuna olarak kaplar. Geniş akvaryumlardan hoşlanırIar. Akvaryumlarda gizlenebilecekleri yerlerin bulunması yararlı olur. Sıkılgan ve utangaç huylu olduklarından aynı familya içerisindeki balıklar ile birlikte bile tutulmaktan pek hoşlanmazlar. Akvaryumlarda ilk günler biraz ürkek davransalar da kısa sürede akvaryum yaşamına ayak uydururlar. Yemlenmeleri de kolaydır. Pek çok yem çeşidini severek tüketirler. Bu bakımdan akvaryuma uyum sağladıklarında bakımları kolay olur. Küçük olarak avlananları daha kolay uyum göstermektedir. Küçükler daha iştahlı ve bu nedenle akvaryum ortamına çok daha kolay alışmaktadırlar. Bu bakımdan küçük yavrular daha çok tercih edilir.
İmparator veya mor melek balığı olarak isimlendirilen bu türün bulunduğu yersadece Hint okyanusu ile Kızıldeniz'dir. Kabul edilebileceği gibi Kızıldeniz'de bulunan balıkların Süveyş kanalı açıldıktan sonra Akdeniz'e geçme imkanları çok fazladır ve bu nedenle bu balığın Akdeniz'de de bulunma ihtimali vardır.
Pomacanthus semicirculatus
Aynı familyaya giren ilginç bir balık olup, koyu mor olan vücut üzerindeki mavi yay gibi enine çizgiler dikkati çeker.
Zebrasoma f/avencens Acanthurides familyasına dahil olan bir balıktır. Zebrasoma türleri genel olarak vücut yüksekliklerinin fazla olması ile tanınırlar. Bu yapıları ile Acnthuridae familyasına giren türlerden biraz ayrılırlar. Küçük balıklarda vücut yüksekliği vücut uzunluğundan daha fazladır.
Zebrasoma flavancens
Çok güzel sarı rengiyle gerçekten ilgi çeken bir türdür. Havai taraflarında çok yaygındır. Bu bölgelerde bulunan balıklar diğer yerlerdekilerine oranla çok daha parlak sarı renge sahiptirler. (Alt resim sağ)
Zebrasoma anthurum (Üst sol resim)
Aynı familyaya giren bu balık Hint ve Kızıldeniz orijinlidir. Vücut rengi mordur. Baş kısmında siyah koyu benekler ilgi çeker. Kuyruk sarımsı pembedir.
ACANTHURUS TÜRLERi
Acanthurus türleri de aynı familyaya girer. Bu sınıf içerisinde de akvaryumlara alınabilecek pek çok güzel balık türleri bulunmaktadır. Bu grupta bulunan balıklar at başlı yapıları ile dikkati çekerler. Ingilizcede Surgery balıkları olarak isimlendirilir. Dilimize Cerrah balıkları olarak tercüme edebiliriz. Bu isim kuyruk altında jilet gibi keskin bir yüzgece sahip olmalarından verilmiştir. Deniz akvaryumlarına alınan türlere örnek olarak aşağıdaki balıkları sayabiliriz
TOZ MAVİSİ CERRAH
(Acanthurus leucosternon)
İlginç sayılabilecek balıklardan bir tanesidir. Genelolarak vücutları pastel mavi renklidir. Turuncu renkli sırt yüzgecinin uç
kısmında mavi bir hat bulunur. Gözlerin etrafını çeviren koyu mor renkli bant balığa ilginç birgörünüş sağlar .
Aynı familyadan Acanthurus sohal sırt ve anal yüzgeçlerinin kuyruğa kadar uzanan şekil ve koyu sınır çizgisi ile dikkati çeker. Bu tür aynı gruptan Acanthurus leucosternon ile birlikte ülkemize de getirilmiştir. Paracanthurus hepatus indo pasifik orijinlidir. 20 cm. boya kadar büyüyebilen bu balık açık mavi renkli ilginç bir yüz yapısına sahiptir. Kuyruk sarımsı ve üstten siyah çizgilidir. Genç bireylerdaha mavi renklidir.
BALiSTiOAE FAMiLYASI
Bu familya içerisindeki bir çok balık akvaryumcuların ilgisini
çeker. Özellikle vücut şekilleri ilginçtir. Vücutları gerek en gerekse yükseklik bakımından tıknaz bir görünüş arzeder. Pek çok renklileri ve desenlileri bulunmaktadır. Gözlerinin başı n oldukça gerisinde bulunması dikkati çeken bir durum yaratır. Bu özellik burada örnek olarak göstereceğim Rhinecanthus türlerinde daha belirgin olarak göze çarpar.
Rhinecanthus aculeatus.
Bu balıkta göz neredeyse vücudun orta kısmına çok yakın bir yerdedir. Bu balıklara tetik balığı denilmesinin esas nedeni de sırtta hemen gözün arka kısmındaki ilk sırt yüzgecinin çok güçlü ve sert olmasıdır. Balık bir oyuk içerisine girdiği zaman kolay kolay oyuktan çekilemez ve çıkarılamaz. ilk çıkıntı ikinci yüzgeç ışını ile desteklendiğinden balığın girdiği oyuktan ağzında olta olsa bile çıkarılması mümkün olamaz. Zıpkınlanan iri balıkların oyuklara kaçması durumunda da aynı durum ortaya çıkar. Balistoides viridescens, B. niger, B.sp. ve canthigaster va/entini aynı gruba giren ve ilgi çeken balıklardır.
Akvaryum koşullarına çok kolay uyum gösterdiklerinden aranılan blık türlerindendir. Yalnız, her tür canlıyı yiyebildiklerinden dikkatli olunması ve bulundukları akvaryuma yumuşakça, kabuklu veya eklem bacaklı canlı konulmaması gerekir. Ayrıca hızlı geliştiklerinden kısa sürede akvaryuma sığamıyacak bir duruma gemeleri de istenilmeyen bir özelliktir. Bazı türleridoğada 60-70 cm 'ye kadar büyüyebilir. Bazıları çok kavgacıdır. Bu karakter bakımından türler arasında farklılıklar olabileceği gibi aynı tür içerisindeki fertler arasında da farklar izlenebilir.
Bu gruba giren balıkların önemli bir özelliği de çok güçlü bir diş yapısına sahip olmalarıdır. Ayrıca ağızları ile gözleri arasındaki uzaklık fazla olduğundan kuvvetli kıskaçlı yengeç ve istakozlar ile deniz yıldızlarına kolayca saldırabilir ve kendilerine hiç bir zarar gelmeden iri yengeçleri bile güçlü dişleriyle zorlanmadan kolayca kırarak yiyebilirler. Hatta denizlerde dikenleri 10-20 cm.'yi bulan deniz kestanelerini bile kırarak yiyebilirler. Bazı deniz kestanelerinin dikenleri zehir ihtiva etmesine rağmen bu balık için bir problem teşkil etmez. Bu balık dikkatle deniz kestanesinin en uzun dikenini ağzına alır ve kestaneyi ters çevirir. Deniz kestanesi kendisini çevirme olanağı bulamadan deniz kestanesinin en zayıf olan ağız kısmını hemen parçalayarak yemini sağlamış olur. Ayrıca deniz kestanesini kuvvetli ağzı ile bir jet gibi su sıkarak onu ters döndürmeye çalışır. Eğer bu yöntem ile de başarılı olamaz ve dipte deniz kestanesini ters çeviremezse kestanenin en uzun bir dikenini ağzına alarak deniz kestanesini dipten yukarı doğru çıkarır ve bırakır. Kendisi deniz kestanesinden daha hızlı hareket edebildiğinden bu kez deniz kestanesine alttan hücum ederek ağız kısmından parçalamaya çalışır ve ekseriye deniz kestaneşi dip kısma inmeden bunu başararak yemini sağlamış olur. Aynı şekilde deniz yıldızlarının da en zayıf yerleri olan ağız kısımlarını bu şekilde davranarak yaralar ve yiyebilir. Bu familyaya giren balıkların çoğunluğu yumurtalarına karşı çok bağlıdır. Dişi balık yumurta bıraktığı yerde bekçilik eder ve toplu halde duran yumurtalara başka canlıları yaklaştırmaz. Hatta dalgıçlara bile yumurtalara zarar verecekleri düşüncesi ile saldırmaya çalışabilirler.
BALON BALIKLARI
(Arothron hispidus)
Balon balıkları denizlerin ilginç balıklarından bir tanesidir. Özellikle, bir tehlike anında, şişmeleriyle tanınırlar. Bu grup içerisindeki balıklar şişme özellikleri yanında garip şekilleri ile de ilgi çekerler. Özellikle yavru halinde iken gerek hava gerekse su ile kendini şişirerek iri balıkların kendilerini yutmasını önlerler. Hatta Filipinli çocuklar plajlarda bu balıklar ile bir futbol topu gibi oynarlar. Bazı türler şiştikleri zaman vücutlarında daha belirgin durum alan sert çıkıntılara sahiptirler Akvaryumlara uyum gösterebilirler ve yemlenmelerinde bir güçlük yoktur. Bu gruba giren balıklardan Tetrasomus gibbusis, ve Ostracion cubicus örnek olarak gösterilebilir.
SOORPAENİDAE FAMİLYASI
Bu familya içerisinde pek çok tür bulunur. Ejderha balıkları olarak isimlendirildikleri gibi dilimizde iskorpit denilen balıklar da bu gruba girerler. Diplerde yaşayan balıklardır ve deniz diplerinde yaşama durumuna adapte olmuşlardır. Bu nedenle iyi bir şekilde ortama uyarlar ve kendilerini gizleme kabiliyetleri çok yüksektir. Özellikle öndeki göğüs yüzgeçleri iyice açıldığında bir bitki görünümünü alır ve diğer balıkları yanıltabilirler. Hareketsiz sayılabilecek bir hayatları vardır. Fazla hareket etmezler ve yan ılarak yanları ndan geçen canlıları ağızlarını çok geniş bir şekilde açarak ani bir hareketle yakalarlar. Bazılarının zehirli iğneleri vardır. Bu iğneler yüzgeç ışınlarının ucunda bulunur. Bu nedenle bazıları tehlikelidir. Bu balıkların akvaryumlarda tutulmalarında dikkatli omak gerekmektedir: Soktuğu zaman hemen doktora gidilmesi gerekir. Oldukça sancılı olabilir. Ayrıca çabuk gelişen balıklar olduklarından hızlı büyür ve akvaryum yetmez duruma gelebilir. Fakat büyük şehir akvaryumlarında ilgi çekici bir balık olarak bulundurulabilirler
Pterois volitans
Akvaryumlarda tutulması en kolay olan türlerden biri olarak tanınmaktadır. ilk günlerde Artemia salina gibi canlı larvalar ile beslenrnelidirler. Daha sonra toprak solucanları verilerek insan eli altında yetiştirilmeye alıştırılabilirler. Pterois tennata aynı familyaya giren ve akvaryumlara alınabilen bir türdür.
Sigonus virgatus
Sigonidae familyasına dahildir. Telson balığı olarak da tanımlanabilir. Hint ve Pasifik okyanusunun balıklarıdır. Yapışkan veya sümüksü derilidirıer. Ensenin ilk yüzgeç ışını oldukça serttir. Algler en birinci gıdalarıdır.
Plectorhynchus chaetodonoides
Plectohncidae familyasına (tatlı dudaklı balıklar) dahildir. Hint ve Pasifik okyanuslarında çok miktarda bulunurlar. Canlı yem ve geniş akvaryumlardan hoşlanırlar. Hint kıyılarında çok bulunur. 30-40 cm'ye kadar büyüyebilir. Geniş bireyler kahverengi ve beyaz beneklere sahiptir.
Kuyruk yüzgeci soluk sarı olup üzerinde yuvarlak iki kahverengi benekvardır.
DENiZ AKVARYUMLARI HAKKINDA SONUÇ
Ülkemizde deniz akvaryumlarına son yıllarda ilgi duyulmaya başlandığı izlenmektedir. Bu amaçla yurt dışından deniz balıkları ithal edildiği de izlenmekte ve bu balıklardan bazıları hakkında metin içerisinde bilgiler de verilmiştir. Ayrıca, çeşitli familyalardan Euxiphpops navarchus, E.xanthometapon, Lienardella fasciata, Stethojulis albivittata, Tholassoma lunare, Platax pinnatus, Abudefduf saxtilis, Aoxydon, Aparasema, A uniocellata, Chromis insolata, C. viridis, Dascyllus abbisella, D.aruanus, D.carneus, D.melanurus, D.trimaculatus, Apogon mematopterus, Gramma loreto, Zanclus cortıetus., Synchiropus splendidus, Plectorhynchus chectoro., Centropyge bicolor, ve Rhinomuraena amboiensis türleri ülkemize ithal edilmiş ve deniz akvaryumu meraklılarına sunulmuştur.
Büyük kapasiteli gösteri akvaryumla" bir bilim ve öğreti kaynağı olduğu kadar ticari boyutları da çok fazla olan kuruluşlardır. Bulundukları şehirlerin simgesi durumundadırlar. Her yıl binlerce kişi tarafından ziyaret edilirler. Tokyo akvaryumuna yılda 5 milyon, Osaka akvaryumuna 4 milyon kişinin ziyaret ettiği bildirilmektedir .Çok büyük bütçeleri vardır ve devletçe desteklenilirler. Ülkemizde de benzer ünitelerin kurulması gelişmiş ülke olmanın bir simgesi olacaktır. Belediyeler ve Devletimiz halkın izlemesine açık akvaryum ünitelerine destek olma zorunluluğundadır. izmir , istanbul ,Antalya ve Mersin gibi vilayetlerimizde kurulucuk ünitelerin ticari açıdan da karlı olacakları söylenebilir. Belediyelerin, bu amaçla kurulacak ünitelere bedelsiz arazi bulmaları ve yatırımları teşvik etmelerinin bir hizmet olacağı gerçeği akıldan çıkartılmamalıdır. Büyük firmalarm konu üzerinde durmaları ve ticari açıdan da olumlu sonuçlar verebilecek büyük akvaryumlar kurmalarının ülkemize büyük bir hizmet olacağı da unutulmamalıdır. Açıklandığı gibi, deniz akvaryumları, denizlerin dibinde var olan ve çoğumuzun izleme ve gözleme olanağı bulamadığı o yüce alemi tanımamıza, gözler önüne sermemize olanak sağlayan düzenler olmaktadır. Denizlerdeki yüceliği, mükemmeliği, güzelliği ve doğanın bu eşşiz varlıklarını tanımak ve tanıtmak sanırım dünyada en güzel mutluluklardan olması gerekir. Bunu izleme olanağı bulamayanlara bu güzelliği tanıtmak bir çok ülkede devletlerin görevi olmaktadır. Çünkü denizlerde bulunan çok güzel renkli balıklar yanında, ekonomik olan ve bizlerin gıdalarını teşkil eden bir çok balıklar ve canlıları da öğrencilere ve halka tanıtmak ayrıca hiç bir zaman canlı olarak izleme olanağı bulamayacakları bu varlıkları öğretmek önemli bir görevdir. Konu insan bilgisini arttırmayı, güzellik ve ilgi konuları ile de birleştirerek eğitmeyi amaçlar. Ayrıca kurulacak büyük akvaryum ünitelerinde balıkların veya diğer canlıların davranışlarını izleyerek ve öğrenerek bilim alanına yeni bilgiler sunulması günümüzde devam eden önemli araştırma konularından olmaktadır. Örneğin balıkların sese karşı davranışları, sesleri ayırt etme kabiliyetleri, ışığa karşı hareketleri ve öğrenme yetenekleri konusundaki bir çok araştırma ancak büyük akvaryum ünitelerinde ele
alı nabilmektedir.
Burada şunu vurgulamak istiyorum ki deniz akvaryumlarının kurulması sadece zevk veya eğlence amacı ile değil, hatta vatandaş için bir gösteri yeri olarak kabul edilse ve ziyarete açılsa bile, denizlerin canlılarını tanımada bilimsel bilgi üretme bakımından çok önemli katkıları olacak bilimsel araştırma merkezleri durumundadırlar. Hatta bu bölümü bitirirken dış ülkelerde yunus balıklarına gösteri yaptırıldığı ve pek çok akrobatik oyunların öğretildiği eğitim çalışmalarında ileriki yıllarda yunusları eğiterek açık denizlerde var olan balıkları sürüler halinde kıyılara sürmelerinin öğretilip öğretilemeyeceği önemli hedeflerden olarak planlanmaktadır. Bu insanlığın beslenmesi ve ekonomik balık avcılığı ile çok yakından ilgili olan konulardır. Çünkü düşünelim ki kıyılardan çok uzaklarda bulunan balık türlerinin yunuslarca kıyılara sürülmeleri ve balıkçıların ulaşabileceği kıyılara yaklaştırılmaları ekonomi açısından çok yararlı olsa gerek. Bu gün hayal gibi gelen bu konuların ileride gerçek olacağını söylemek bir kehanet sayılmamalıdır. Unutmayalım ki asırlardır insanlara yardımcı olan bir çok hayvanın ataları da vahşi durumdaydı. Yunus balıklarının karada zeki hayvan olarak bilinen at ve köpeklerden daha zeki olduğu bugün biliniyor. Bu tür çalışmalara girişmeden önce bu canlıları elimizin altında tutarak tanıtmak, davranışlarını öğrenme ve güdülme özelliklerini kavramak ancak, kurulacak büyük kapasiteli akvaryum üniteleri ile mümkün olabileceği unutulmamalı. Ülkemizde kurulmasını pek çok kez dile getirdiğimiz bu konunun istanbul, izmir, Antalya veya Bodrum ve Kuşadası gibi turistik merkezlerde ele alınması en büyük bir dileğimiz olarak bu konuyu tamamlıyorum. (1980)
Not: Yukarıdaki satırları uzun yıllar önce yazmıştım. Günümüzde İstanbulda 2 adet ve Ankara ile Antalyada diş ülkelerdeki örneklerini aratmayacak büyük deniz akvaryumlarının kurulmuş olduğunu görmek hayatımın en güzel olaylarıdır. ( 8 nisan 2013)
|