Site açılış tarihi: 27 kasım 2012
Geçen ayki Günlük ort. ziyaret: .. 174
Ay içinde en yüksek ziy sayısı: .242
Geçen ayki ziyaretçi sayısı: . 5234 (Mayıs 2023)
Toplam ziyaretçi sayısı: 852 224

Kitaplar » Su Ürünleri Yetiştiriciliği » KOİ Yetiştiriciliği (Renkli Sazan Balıkları)



Renkli havuz balıkları vücut renkleri ve renk şekillerine göre değerlendirilirler. Yukarıda rsimleri verilen balıkların her birine 300vile 1000 dolar arasında değer biçilerek pazarlamaya sunulmuşlardır.Bu durum havuz balığı yetiştirme çalışmalarının ekonomik yönünü açıklar niteliktedir.


 

     RENKLİ HAVUZ BALIKLARI YETİŞTİRİCİLİĞİ
    (Cyprinus carpio)(Renkli sazan balıkları) Koİ

     Renkli sazan balığı yetiştiriciliğinin bu kitap içerisinde yer verilmesine ve akvaryum balıkları yetiştiriciliğinden ayrı tutulmasında yarar görülmüştür. Çünkü bildiğimiz adi sazan balıklarından seleksiyon ve diğer yöntemlerle üretilmiş olan renkli havuz balıklarının özellikle gelişmiş ülkelerde büyük bir öneme haiz olduğu ve ticari açıdan üretimi üzerinde çok önemli çalışmalar olduğu gözlenmektedir. Ekonominin gelişmesi ve halkın güzelliklere olan ilgisinin gelişen eğitim ve ekonomi ile artmasının beklenmesi bu konu üzerine ileride ülkemizde daha fazla ilgi duyulabileceği inancındayım. Ayrıca iklim koşullarının uygunluğu nedeni ile üretilecek üstün kaliteli balıkları her zaman için dış ülkelerde pazarlama olanağının var olabileceği de düşünülebilir.

     Renkli havuz balığına olan ilgi Japonya ve Amerika'da o kadar fazladır ki bu konuda çalışan bir çok dernek ve üretici ile meraklı kitlesi olduğu izlenmektedir. Bu ülkelerde her yıl pek çok renkli havuz balığı fuarları açılır ve buralarda üstün değerde kabul edilen balıkların çok yüksek fiyatlarla pazarlandığı izlenir. Yukarıdaki resimlerde verilen örneklerden anlaşılacağı üzere de çok çeşitli renk ve desenlere sahip olabilmek tedirler. Yukarıda resimleri verilen balıkların fiyatı 300 ile 1.000 dolar arasında değişmektedir. Doğal olarak kaliteye bağlı olarak fiyatların bir ile binlerce dolar arasında olabileceği söylenebilir. Yine bu resimlerde görülen balıklar renk ve şekil desenlerine göre ayrı varyete veya hat olarak tanımlanır. Her varyete için belirlenmiş vücut rengi özellikleri bulunmaktadır. Bu özellikler üzerinde titizlikle durulur. Bu konularda pek çok yerde müsabakalar düzenlenir. Bu müsabakalarda derece alan balıklar çok yüksek fiyatla pazarlanırlar ve bu balıkların yavruları da ödül almış bir soydan geldikleri gerekçesi ile daima normal balıklardan daha fazla fiyatla pazarlanırlar. Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere Koi yetiştiriciliğinde dünyada geniş bir üretim alanı vardır.
Konu hobi olsa da balık yetiştiriciliğinden ticari bir gelir elde etme açısından, önemli bir konu durumundadır. Bu hobi yanında birçok uzak doğu ülkesinde bazı renkli sazan varyeteleri yemeklik olarak da değerlendirilir. Bunu garipsememek gerekir. Neticede bu balıklarda bir sazan ırkı durumundadır ve et kalitesi bakımından fazla bir farklılığı olmaması gerekir. Renkli havuz balıkları Dünyada Koi olarak bilinir. Çok ünlü ve renkli balıklardır. Bildiğimizsazan balıkları Cyprinus carpio türüne dahil bir varyete olarak geliştirilmişlerdir. Çok uzun ömürlüdürler. Genel olarak 25-36 yıl arasında yaşarlar. Bazı bireylerin 100 yaşını aştığı görülmüştür. Çok nadir olarak 215 yaşına kadar yaşayan ve adı HANAKO olan bir balık hakkında bildirişler vardır.

     SU iSTEKLERİ:
     Koi ler için sazan balıklarının arzu ettiği şu koşullarının geçerli olduğu yazılabilir. İdeal su sıcaklığı olarak 22-24°C olarak söylenebilir. Oksijen 5 ppm'den aşağı olmamalıdır. Tuzlu sulardan hoşlanmazlar ise de % 0.1-0.3 tuzlulukta yaşayabilirler. Amonyak 1 ppm'den daha az olmalıdır. Nitrit 2 ppm ve nitrat da 50 ppm'den daha az olmalıdır. 6.5-8 pH derecelerinde rahat bir yaşam ortamı bulurlar. Alkalilik 50-170 ppm arasında olabilir. Su sertliği olarak istedikleri değerin 75- 150 ppm arası olduğu söylenebilir. Genel olarak durgun sulardan hoşlanırlar. Bu nedenle bahçelere kurulan küçük havuzlarda devridaim ettirilerek suyu temizlenen bir ortamda rahatça yaşarlar. Her yetiştiricilikte olduğu gibi temiz sular yaşam ortamı için en idealidir.


      KOİLERİN YUMURTLATILMASI:
      Koi balıklarının sağlıklı bir şekilde kalabilmeleri için her yıl mutlaka yumurtlatılmalarında yarar vardır. Eğer yumurtlama olmaz ise balıkların sağlıklarının bozulduğu izlenir. Renkleri salar deri üzerindeki güzel desenlerinde de bozulmalar olur. Bu yetiştiricilik açısından hiç istenilmeyen bir durumdur. Çünkü balığın değeri fazla miktarda düşecektir.
 




Üst: bir çok küçük japon bahçesinde , içerisinde koi bulunan bir havuz çok önemli bir hobi durumundadır.

Alt: Koi üretilen bir toprak havuzda balık hasadı ve renkli koiler.

     Havuz balıklarının üretimi ve yetiştirilmesinde sazan balığı yetiştiriciliğindeki uygulamalardan yararlanılabilir. Renkli sazan balıklarının normal havuz koşullarında gerekli yumurtlatma yöntemleri uygulanmaz ise rastgele her yere yumurta bıraktıkları görülür. Bu tür kontrolsüz olarak bırakılan yumurtalardan yeterli bir yavru üretimi de söz konusu olmaz. Çünkü yumurtaların bir kısmı diğer balıklar tarafından yenilecek, bazılarından yavru çıksa bile ortamda bu yavrular için gerekli gıdalar olmadığından öleceklerdir. Hele havuzlarda yeterli bitki örtüsü yok ise zayiat çok daha fazla olacaktır. Böyle olunca yumurtlama zamanı gelen bireylerden bilinçli ve kontrollü bir şekilde yumurta alım yöntemlerinin uygulanması gerekecektir. Havuz koşullarında yetiştiricilik yapılıyorsa yetiştiricinin müdahale etmesine gerek kalmadan kendiliğinden ve gelişigüzel yumurtlama oluşacaktır. Ancak bu şartlarda yumurtalar ya ergin koiler tarafından yenilecek ya da havuzda oluşan akıntı ile su yüzeyinde yok olmak tehlikesi ile karşı karşıya kalacaktır.

     PLANLAMA: Ticari üretim için bütün bir yıl yavru alınabilecek şekilde plan yapılmalıdır. Bunun için iyi bir damızlık seçimi, su şartlarının uygunluğu ile yemin ve kullanılacak ekipmanların en kalitelisinin olmasına dikkat edilmelidir. En önemlisi de koi yetiştiriciliği yapacak olan personelin bilgili ve tecrübeli olması gerekmektedir. Ele alınacak varyetenin renk ve desenlerinin bozulmadan sonraki döllerde de sürdürülmesi bakımından mutlaka çok iyi bir kandan geldiğinden emin olunmalıdır. Dört-beş yaşlarında yapısı güçlü koi balıkları (50-60 cm.) strese maruz bırakıldıklarında bile iyi yumurta verebilirler.

     YAŞ FAKTÖRÜ: Başarılı bir üretim için damızlık koinin yaşı önemli bir konudur. Her ne kadar genç koinin yumurtaları döllenebilecek olssa da yumurtadan çıkan yavrular yeterince güçlü olamayacaktır. Buna karşılık olarak çok yaşlı, ör- neğin 15 yaşın üzerindeki dişiler sağıldığında yumurtaların etrafındaki zar yapısı yaş ile doğru orantılı olarak daha da kalınlaştığından spermlerin yumurtanın içerisine girmekte zorlandığı saptanmıştır.

     Üretim yerine konulacak dişi erkek oranı pek çok üretici arasında farklı uygulamalar varsa da genel olarak bir dişiye bir erkek olması daha çok tercih edilir. Çünkü 1: 1 oranı ele alındığında ana babadaki genetik benzerliğin daha fazla yakalanmasına olanak verecektir. Dişi ile erkeğin eşit sayıda olmasının bir diğer yararı ise eşleşme zamanında sinirli bir davranışta olan erkeklerin dişiyi yaralama olasılığını önlemektir. Ortam koşullarının çok iyi ve kontrol altında tutulabildiği yetiştiricilik alanlarında ise 2 dişiye 1 erkek konulabilir. Garantili bir çiftleşme ortamı aranıyorsa boy bakımından eşlerin birbirlerine yakın büyüklükte olmasına dikkat edilmelidir.

     Damızlıkların çiftleşmesi mevsime; dolayısı ile suyun sıcaklığına bağlıdır. Ülkemiz bu bakımdan şanslı olup doğal olarak oldukça iyi koşullara sahiptir. Ülkemizde bölgelere bağlı olmakla beraber Nisan ayından Temmuz ayına kadar koilerden yumurta alma olanağı vardır. Kontrollu koşullarda ise bunu yıl boyu elde etmek olasıdır. Fakat dış havuzlarda yetiştiricilik ele alındığında normal yumurtlama dönemlerinin su sıcaklığının 20 dereceye ulaştığı ilkbahar ayları olarak belirtilebilir. Gece ile gündüz arasında ki sıcaklık farkları ne kadar az olursa başarı şansı o kadar fazla olacaktır. Koiler Şubat veya Mart aylarının başında ve hatta yazın son zamanları olan Ağustos ayında da başarı ile üretilebilir. Mayıs ya da Haziran ayı yavru üretimi için en uygun aylardır. Çünkü bu dönemde canlı yem bulma olanağı artacağından larvaların yaşama şansı ve gelişmeleri daha iyi olacaktır. Çiftleştirrne için en uygun za- manın ayın dolunay zamanlar olarak kaydedilmiştir. Üremeye hazır olan koiler diğerlerinden ayrılarak başka bir tank ya da havuza yerleştirilir. Olası bir erken çiftleşrne riski yüzünden erkek ve dişilerin mutlaka bir ay öncesinden ayrılması yararlı olur. Balıkların bu dönemde yumurta dökmelerine engel olacak bir stres ortamı ile karşılaşmamaları için havuzun belli bir köşesinden rahatlıkla yakalanabilecekleri bir yerde elle yemlemeye alıştırılması uygun olacaktır.
 



Uzakdoğu da bir koi çiftliği.


 

     YUMURTLAMA YERİNİN HAZIRLANMASI
     Koi üretmek için özel bir yapıya ihtiyaç yoktur. Ancak havuzun dip kısmına suyu karıştırmayacak derecede hava veren bir havalandırma düzeneği konulması uygun olur. Yumurtlama yerleri doğal malzemeler kullanarak yukarıdaki resimde görüldüğü gibi naylon materyalden bile oluşturulabilir. Bir çok üretim yerinde ise toprak havuzlardan veya sera içi tanklardan yararlanıldığı gözlenir. Tank içerisine yumurtaların yapışabilme si için sazan üretiminde olduğu gibi ipliksi materyalden oluşmuş kakabanlar yerleştirilir veya gövde ve kök kısmı uzun; lifli yapısı olan ağaç parçacıkları da kullanılabilir. Bu yapıya en uygun olarak söğüt ağacının kökleri önerilmektedir ve lifli bir şekilde demetler halinde birleştirilip havuzların içersine yerleştirilir ise başarılı sonuçlar elde edilir. Bu konuda dış ülkelerde plastik materyalden de yararlanıldığı izlenmekte dir. Dış ülkelerde bazı üreticiler ardıç ağacından da faydalanırlar.

     Ancak bu ağacın yapısı yağlı olduğundan suyun sık sık temizlenmesi gerektiği bildirilmektedir. Bu nedenle pek önerilmez. Kullanılacak materyal ne olursa olsun yumurtaların rahatlıkla bırakılabilmesi için suyun altında kalabilmesine ya da en azından su hacminin büyük bir kısmını kaplayacak büyüklükte olmasına dikkat edilmelidir. Suyun mineral yapısını değiştirebileceği düşünüldüğünde kullanılacak malzemelerin en kalitelisi seçilmeli, mümkün olduğunca suyun içersinde uzun süre kaldığında çürüyüp parçalanmayacak yapıda olanları tercih edilmelidir.

     Dışarıda üretim planlandığında sudaki mineral değişimi ya da artışı aç olan uçucu böcekler için gıda bulmak açısından son derece cazip bir ortam yaratmaktadır. Zengin bir besin ortamı bulan su böcekleri bir süre sonra soylarını devam ettirmek için çiftleşip kendi yumurtalarını buralara bırakmak isteyeceklerdir. Böcek yavruları hayatlarının belli bir döneminde parazit yaşam sürerler. Bu durum yumurtadan yeni çıkmış henüz savunmasız haldeki koi larvaları için zararlı olabilmektedir. Bitkisel orijinli materyaller seçildiğinde muhtemel parazitleri uzaklaştırmak amacıyla kullanılacak tüm malzemeler Dipterex (Dylox) ile ilaçlanmalı, sonrasında temiz su ile iyice yıkanmalıdır.

     Dişi koiler iri yapıları ve yumurta dolu karınları ile kolaylıkla erkeklerden ayırt edilirler. Karın kısımları sert ve gergin görünmekle beraber esnek yapılıdır. Dişinin taşıdığı ağırlık suyun kaldırma kuvveti tarafından desteklendiğinden el ya da kepçe yardımı ile dişi hiçbir zaman su dışına çıkartılmamalıdır. Yumurtalarını dökmeye hazır olduklarında erkek de döllemeye hazırlanır. Dişi ve erkek çiftleştirilmeden bir süre önce ayrı havuzlarda tutulmalıdır. Yumurtlama zamanı geldiğinde dişi ve erkek aynı anda azami özen gösterilmek kaydı ile temiz su doldurulmuş havuza birlikte konulur. Bazı üreticiler ortama adapte olmasını sağlamak ve böylelikle stres nedeni ile yumurtlamanın kesilmesini önlemek amacıyla dişiyi daha önce havuza koyarlar. Erkek ise aynı günün ilerleyen saatlerinde havuza yerleştirilir. Suyun pl-I"ı balığın rengine etki eden bir faktör olsa da üremede nötr değer olan 7 civarında tutulması doğru olacaktır. Japon üreticiler asit değeri yüksek su koşullarında yüksek kalitede kırmızı renk, ancak zayıf siyah renk elde ettiklerini bildirmişlerdir. Amerikalı üreticiler ise alkali değerin yüksek olduğu sularda belirsiz kırmızı renk, fakat iyi bir siyah renklenme ile koi üretebildiklerini söylemektedirler. Geniş üretimler için en az 2-3 tonluk havuzlar önerilmektedir. Havuzlar üç gün öncesinden 30-50 cm. derinliğinde klor içermeyen temiz ve taze su ile doldurulur. Orta incelikte hava veren ve de sessiz çalışan, çıkışları seramikten olan hava taşı yerleştirilir. Havuzun üstü balık ağı veya kümes teli gibi materyallerle örtülmeli ve gölgelik için yanıcı özelliği olmayan kalın siyah naylon (polypropylerıe) kullanılmalıdır. Bu gölgelik aynı zamanda hem koilerin havuz dışına atlamasına engel olacak, hem de zararlı kuşlar gibi koi yavruları için tehlike yaratabilecek canlılara caydırıcı olacaktır. Aynı zamanda dışardan rüzgar ile gelecek süprüntü, moloz gibi cisimlerin suya düşmesini engelleyecektir.

     YUMURTLAMA ZAMANI:
     Yumurtlama genellikle sabahın erken saatlerinde gerçekleşir. Sabah saat 9'a kadar yumurtlama olmazsa günün ilerleyen saatlerinde hiç birşey gerçekleşmeyecektir. Eğer böyle bir durum olursa; balıklara azar azar yem verilmeli ve onların rahat olmalarına özen gösterilmelidir. Üretim yerindeki su seviyesi düşük tutulduğundan hava ısındığında koiler için olumsuz bir ortam oluşabilir. Havanın ya da suyun alıştıklarından daha sıcak olduğu dönemlerde balıklar yumurtlamak istemezler. Bu nedenle havuza hafif tazyikli su püskürtmek ya da su sıcaklığının kritik noktaya gelmesini engelleyecek olan tente gibi malzemelerle havuzları örtmek yararlı olabilir. Üç gün sonra yine bir hareket yoksa anaçlar üretim havuzlarından süratle çıkartılmalı ve ana havuzlara alınmalıdır.


 


 

     ÇİFTLEŞME:
     Dişinin yumurtlama zamanı gelmişse bitki ya da sentetik liflerden hazırlanmış düzeneklerin etrafında yuva yapmak ister gibi hareketler yapmaya başlar ve harmana i bir koku bırakır. Erkeği ise yumurtlama pozisyonuna geçebilmek için çeşitli oyunlarla. dişiye kur yapar. Eğer üretim yerinde iki erkek, bir dişi var ise erkekler dişiyi aralarına alır. Biri, dişinin havuz duvarına doğru yüzmesini sağlarken diğeri de burun ucuyla dişinin karnına hafif darbelerle vurur. Darbelerin de etkisiyle bırakılan yumurtalar aynı anda erkeğin bıraktığı spermlerle döllenir. Bütün bu hareketler sırasında su içerisinde bir türbülans oluşur ve yumurtalar havuzun her yanına dağılır. Eğer ortamda yeteri kadar kakaban var ise yumurtaların çoğunluğu bu lifli materyallere yapışacaktır.

     Yumurtalarını erkeklerin şiddet hareketleri ile dökmeye zorlanan dişi bitkinleşir; bazen de kuyruk ve yüzgeçlerinde yırtılmalar, yaralanmalar oluşmuş olabilir. Sonuçta dişi tüm yumurtalarını bırakmamış olabilir, ki bu durum dişi için tehlikelidir. Çünkü erkek, dişinin karnında hala yumurta olduğunu hissedecek ve kalanları da dökmesi için hırpalamaya devam edecektir. Bütün bunlar 4-7,5 saat sürer. Dikkatli üreticiler dişinin artık yumurtlamak isteyip istemediğini dikkatle gözlemlemelidir. Bunun için de balıkları tedirgin etmeden on dakikada bir kontrol etmeli gerekirse erkeği üretim yerinden ayırmalıdırlar.

     ÇİFTLEŞME SONRASI:

     Erkek koi dişiye karşı agresif tavrını sürdürmeye devam ederse dikkatlice ortamdan alınıp başka bir havuza yerleştirilmelidir. Dölle- me sırasında erkek balığın vücut yüzeyini parazit, sürtünme gibi dış etkenlerden korumak amacıyla salgıladığı sıvı miktarı daha da artar. Bu nedenle erkeği yakalamak oldukça zorlaşır. Hatta balık yakalanmamak için gerektiğinde her tür kepçe, ağ vs. ile de savaşacaktır. Kaçarken vücudunda oluşacak herhangi bir yara onu mantar veya herhangi bir hastalık etkenine karşı zayıf düşürecektir. Bu nedenle balık yakalandıktan sonra su kriterlerinin düzgün olduğu ve koruyucu dezenfektanların ilave edildiği temiz bir havuz içersine vakit kaybetmeden nakletmek gerekir. Dişi ise; kendini toparlayabilmesi ve kuvvetini geri kazanması amacıyla başka bir havuza tek başına yada başka dişileriri bulunduğu temiz bir havuza konularak 24 saat erkeklerden uzak tutulmalıdır. Böylelikle yaydığı koku nedeniyle kendisini yeniden çiftleşmek için zorlayan erkeğin zarar verici davranışlarından korunmuş olacaktır. Yumurtalarını kısmen döken dişi yalnız kaldığında henüz bilinmeyen bir nedenle havuzun dışına atlamaya çalışır. Bunun için havuzun etrafına barikat kurmak veya örtrnek gerekir.

     Yumurtlama sonrası üretim havuzunun suyu bulanıklaşacaktır. Ancak yumurtalar açık yeşilimsi renkleri ile çıplak gözle dahi rahatlıkla seçilir. Gece olmadan önce havuz suyunun yarısı yeni su ile değiştirilmelidir. Böylelikle suyun bulanıklığı ve çiftleşmeye davet eden nahoş kokuda yavaş yavaş giderilebilecektir.

     GELİŞME:

       Yumurtlamadan sonraki üçüncü gün döllenmeyen yumurtalar kireç gibi mat renklidir. Döllenmiş yumurtalar ise temiz parlak görünümlü olup, bu iyi bir gelişmenin ilk ipucudur. Gelecekte gözleri olacak iki siyah nokta hemen dikat çeker. 4-5 gün içerisinde tıpkı virgül işaretine benzeyen pek çok larva yumurtadan çıkacak ve su içinde yüzmeye başlayacaktır. Gecelerin çok soğuk olduğu dönemlerde ise yumurtadan çıkış süresi 6.güne kadar uzayabilir. Bu dönem koi yavrularının uçan böceklerin aç larvalarına yem olabilecekleri en savunmasız zamanlarıdır.

     BESİN:
    
Larva döneminin ilk zamanlarında filtre sistemini devreye sokmadan ve havuzu kirletmeden yemleme yapmak günümüzün önemli problemlerinden birisidir. Larva çıktıktan sonra ilk 24 saat kendi besin kesesi ile yeterli gıdayı sağlayacağından ilave yem vermeye gerek yoktur. Ancak bunu takip eden 3 aylık periyot süresince günde en az beş defa yemleme yapılması gerekir. Hazırlanacak doğal yem karışımına yeşil algler de ilave edilmelidir. Besin kesesi tükendikten sonraki 2. gün yeşil alglerce zenginleştirilmiş su; 3.gün rotifer veya yumurtadan henüz çıkmış artemia yavrusu. 4. ve 5. günler; kırmızı ve yeşil alglerle zenginleştirilmiş besi suyu ve ilave olarak haşlanmış yumurta sarısından yarım çay kaşığı suda ezilip verilmelidir. İkinci Hafta; canlı yada dondurulmuş su piresi ince ince kıyılarak verilir ya da çok ince toz haline getirilmiş kuru yem ile temiz, güvenilir yerlerden temin edilen kıyılmış tubifex. 1.Ay: Larvaların boyu 2-2.5 cm. arasına ulaşır. 2.Ay: da 3-4 cm. boy uzunluğuna erişir. Bu dönemde larvalar ergin koiler için hazırlanan yemleri de almaya başlarlar. Bu yemler beslenme rejiminin 0/070'ini oluşturmalıdır. Kalan kısım ise dondurulmuş, ince kıyılmış tübifex ve su piresi olması önerilmektedir. 4. Ayda Yemleme günde 3 defaya indirilmelidir. Bu aydaki yavru boyu 8-10 cm. dolayındadır. Ancak bazılarının 3-5 cm gibi küçük boyda kalmasını normal karşılamak gerekir.
 


     BAKIM:'
    
İlk iki ay boyunca; iki günde bir su değiştirilmelidir. Bunu yaparken geniş kısmına ince gözlü bir tülbendin konulduğu bir huniden faydalanmak yararlı olacaktır. Böylelikle taze, temiz su havuza hafif bir tazyikle verilirken diğer yandan da çıkış kısmında atık su fazla bir akıntı yapmadan atılabilecektir.

     Biyolojik filtreler 3 ay boyunca mükemmel çalışırlar. Eğer filtrenin çalışmasından dolayı ortamda alg oluşamıyor ise yavruların bu ihtiyaçları için haftada bir defa yemlerine ince ince doğranmış birkaç yaprak yeşillik ilavesi yararlı olabilir.

     Larvaların çok yoğun tutuldukları ortamlarda koşullar çok iyi olmayacağından bazıları yeterli gıdayı bulamayarak zayıflayacak ve sonunda doğal yolla selekte olacaklardır. Genç larvaların herhangi başka bir yere nakledilebilmesi için en azından altı hafta geçmesi gerekir. Bundan sonra ise üreticiler çok dikkatle yavruları izlemelidirler. Henüz renklenmenin oluşmadığı bu dönemde eğer yavrular arasında eksik yüzgeç, tek göz, bükülmüş omurga, deforme ağız gibi fiziksel deformasyonlar var ise derhal ayrılmalıdırlar. Balıklar iki yaşına geldiğinde renklenme tamamlanmış ve yerleşmiş olacağından damızlık ayırmak için en uygun dönem bu yaştan sonrasıdır.

     JAPON BALIKLAR!
     (Carassius auratus, Cyprinus auratus)


     Su ürünleri yetiştiriciliğinde ana amaç bu üretim dalından ekonomik bir gelir elde etmektir. Süs balıkları her ne kadar bir merak konusu ise de bu konuda çalışan işletmeler oldukça önemli oranlarda gelir sağlarlar. Bu konu kapsamında renkli havuz balıkları arasında en yaygını ve ünlüsü olan renkli japon balıkları yetiştiriciliği konusunda özellikle; Japonya, Çin Tayland ve Kore uzak doğu ülkelerinde çok başarılı yetiştiricilik çalışmaları yürütülür. Bu çalışmalar aynen sazan yetiştiriciliğinde olduğu gibi dış havuzlarda uygulanan önemli bir balık üretim sektörüdür. Bu arada süs balığı olarak değeri az olan iri balıkların da insan gıdası olarak kullanıldığı bölgelerde vardır.

     Ülkemizde japon balıkları olarak bilinen bu balıklar dış ülkelerde altın balık anlamına gelen gol d fish ismi ile tanınırlar. Tarihi Çin kayıtlarına göre kırmızı renkli ilk japon balığı milattan sonra 2. yüzyılda keşfedilmiştir. Diğer kırmızı havuz balıkları ile bazen karıştırılır. Diğer kırmızı havuz balıkları üzerinde ise milattan önce 2000 yıllarına kadar dayanan kayıtlar bulunmuştur. 15. yüzyılda ise kavanoz tipi kaplarda evlere alındığı kabul edilmektedir. Buradan anlaşılır ki bir süs balığı olarak en eski ele alınan balık türlerinden biri olduğu kabul edilebilir. Son 200-300 yılda yapılan ıslah çalışmaları sonucu pek çok varyete geliştirilmiştir. Bu konudaki çalışmaların devam ettiği söylenebilir.

     İnsanlara kolayca alışabilen bir balıktır. Küçük akvaryumlarda ısıtıcı konulmadan oda sıcaklığında barındırılabilirler. Özellikle son yıllarda ülkemizde küçük kavanoz tipi akvaryumlarda bakılınaları yaygınlaşmıştır. Bu tür akvaryurnlarda ısıtıcı ve hava verme imkanı yok ise balıkların küçük ve sayıca az olması gerekir.

     Evinizde barındırmayı düşündüğünüz japon balığı üzerinde önereceğimiz ilk konu satın aldığınız balığın sıhhatli olmasıdır. Çok durgun ve sakin görünen balıklar hasta olabilir. Kuyrukları düzgün ve sağlam olmalıdır. Tül gibi olan kuyruklarında yırtıklar olmamalıdır. Üzerindeki pullar tam olmalı ve kopuk veya yırtık pullar bu lunmamalıdır. Çünkü kopuk olan pul yerlerinden kolayca hastalık kapabilirler. Balığın ağzı beyazımsı olmalı ve balık canlı şekilde yüzebilmeli ve fakat yüzerken telaşlı ve etrafa çarpar şekilde davranmamalıdır.

     Akvaryuma yeterli sayıda balık konulmasına dikkat edilmelidir. 5-10 lt.su hacime 1 balık hesap edilebilir. Akvaryumda bitki bulunması yararlı olur ise de sağlam köklü bitkiler olması gerekir. çünkü balıklar bitkileri kökleyerek çıkarabilirler.

     Akvaryumun dip kısmına konulan çakılların keskin değil yuvarlak olmasına dikkat edilmelidir. Çünkü Japon balıkları dipteki yemleri toplar iken kumları da ağızlarına alırlar ve kumlar sert köşeli olur ise ağızda yara yapabilir.
 


     Japon balıklarının beslenmesinde kullanılacak yemler konusunda çeşitli öneriler getirilebilir. Japon balıkları diğer akvaryum balıklarına oranla nisbeten iri balıklar olduğu için. çok ince toz haline getirilmiş yemler ile beslenmeleri doğru değildir. Yemler balıkların yutabilecekleri irilikte olmalıdır. Haftada bir kez canlı yem verilmesi yararlı olur. Yavru üretimi düşünülmüyor ise günde bir kez yemlemek yeterlidir.

     Akvaryumda bulunan balıklardan bazılarının karınlarının aşırı şekilde şişmiş olması bu balığın yumurtalı olduğunu gösterir. Bu balıklarda anüs içe doğru çökük olur. Üreme mevsiminde erkek balıkların galsamaları üzerinde kabarcıklar oluşur. Bu kabarcıklar cinsiyet tayininde yararlı olur. Cinsel olgunluğa erişmeleri akvaryum koşullarına göre değişir. Sıcaklığı sabit tutulan ve 22-250C olan akvaryumlarda yıl boyu, dış havuzlarda 'ise ilkbaharda üretilirler. Bazı başarılı japon balığı üreticileri balıklara kondisyon kazandırmak için beyaz etli balık eti verilmesini önermektedirler.

 

     AKVARYUM BALIKLARI YETİŞTİRİCİLİĞİ
    
Bu kitap içerisinde akvaryum balıkları yetiştiriciliği konusunda fazla bir bilgi vermek gerekli görülmeyebilir. Ayrıca bu konu için bu kitap içerisinde fazla bir yer ayırma olanağı da bulunmamaktadır. Fakat su ürünleri yetiştiriciliği içerisinde akvaryum balıklarının yeri oldukça önemlidir. Çünkü akvaryum balıkları üretimini bir su ürünleri yetiştiricilik kolu olarak ele alan ve bu üretim dalından oldukça fazla gelir sağlayan pek çok ülke bulunmaktadır.

     Bu nedenle burada ekonomik anlamda akvaryum balıklarının ticari amaçlı yetiştiriciliği konusunda biraz bilgi sunmanın yararlı olacağı düşünülmüştür. Akvaryum balıkları bir süs ve eğlence amacıyla ele alınır. Fakat bu hobi alanının arkasında meraklıların taleplerini karşılama amacıyla oluşmuş çok büyük bir yetiştiricilik sektörü bulunmaktadır.

     Ülkemiz, akvaryum balıklarının yetiştiriciliği açısından da bir çok balık türü ve varyetesi için çok uygun iklim koşullarına sahiptir. Bu nedenle akvaryum hobisi içerisinde yer alan yüzlerce türün, yetiştirilerek diğer ülkelere ihraç açısından çok önemli potansiyele sahip olduğu inancındayız. Her akvaryum balığının ayrı bir yetiştirme tekniği vardır. Bu nedenle ele alınacak her balık türü hakkında yetiştiricilik uygulamaları az veya çok farklı olacaktır. Bu konuda yetiştiricilik yapmak veya daha fazla bilgi almak isteyenlere daha önce yayınlamış olduğumuz "AKVARYUM BALIKLARI ANSİKLOPEDİSİ"'ni önereceğiz. (e mail:atillaHoca@yahoo.com). Bu kitap içerisinde 1.000 dolayında renkli resim sunulmuş ve yüzlerce balık türü veya varyetesinin yetiştiriciliği konusunda temel bilgiler sunulmuştur. Genel akvaryum bilgileri açısından da isteyenler Akvaryum Tekniği isimli kitabımızdan yararlanabilirler. Ayrıca bu site içerisinde bu konuda bilgiler diğer kısımlarda sunulmuştur

      Ülkemizde ticari anlamda akvaryum balıkları yetiştiren irili ufaklı bir çok küçük işletme vardır. Fakat bunu bir sanayi olarak ele alan büyük işletme sayısı kısıtlıdır. Sadece, Bergama da üretim yapan ORDAS veya diğer bir adı ile   ORTADOGU AKVARYUM firması sektöre örnek olabilecek ülkemizin en büyük akvaryum balıkları üreten işletme olarak, bu kitabın hazırlandığı yıllar için dile getirilebilir. Dileğimiz bu konudaki işletme sayısının artarak çok büyük bir pazar olan Avrupa piyasasına ülkemizin de girebilmesidir. Unutmamak gerekiyor ki dayanıklı ve kaliteli olarak üretilecek akvaryum balıklarının Avrupa ve Dünya piyasasında kolayca pazar bulması her zaman için olasıdır.


     Akvaryum balıkları yetiştiriciliği ve bu konu ile ilgili sektör bir çok ülkede ticari açıdan önemli bir yer tutar. Özellikle uzak doğu ülkelerinin Avrupa, USA ve Japonya gibi gelişmiş ülkelere yaptıkları akvaryum balıkları ihracatı bu ülkelerde bu konuda çalışan yetiştiriciler için önemli bir gelir kaynağı olmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri'nde toptan balık satışlarından elde edilen gelirin 963 milyon dolar ve perakende satış tutarının ise 3 milyar dolar civarında olduğu kaydedilmektedir. Konu Dünya çapında ele alındığında akvaryum balıkları yanında konu ile ilgili malzemelerin üretimi ve satışıyla birlikte yıllık 30 milyar dolar dolayında bir ticaret hacmi olduğu bildirilmektedir. Sadece Avrupa ülkelerinin uzak doğu ülkelerinden ithal ettikleri balık tutarının 109 milyon dolar olduğu kaydedilmiştir. Ülkemizdeki iklim koşulları ve yetiştirme olanakları dikkate alınırsa, pek çok akvaryum balığını yetiştirilmesi olanağı vardır. Konu bilinçli olarak ele alınır ve teşvik edilir ise bu konuda ülkemizde başarılı işletmelerin kurulması ve bundan ülkemizin döviz geliri elde etmesi olası görülmektedir.
 


     Akvaryum balıkları yetiştirerek tüm dünyaya balık pazarlayan bir ülke olarak Singapur'u örnek olarak gösterebiliriz. Bu ülkede akvaryum balığı yetiştiren pek çok işletme olup Dünyada yetiştiriciliği yapılan 1.000 dolayında tür ırk veya varyeteden yaklaşık 0/050'sinin bu ülkede yetiştirildiği bildirilmektedir. 2002 yılı için ihraç edilen balık miktarı 230 milyon adet olup bunun bir kısmını yakın ülkelerden satın alarak ihraç et mektedirler. Singapur'daki 64 adet çiftlikte üretilen balık adedinin ise 110 milyon adet olduğu kaydedilmiştir. Yetiştiricilik yapılan alan miktarı ise 1330 dekardır. Böylece Singapur dünya akvaryum balığı ithal ve ihracatının merkezi durumuna gelmiştir. Akvaryum balığı ihraç ettikleri ülke sayısının 70 dolayında olduğu bildirilmektedir.


     Akvaryum balıkları üretimi ve ihracı üzerinde çalışan diğer bir ülke de Endonezya olup 52 ülkeye ihracat yaptıkları kaydedilmektedir. Taylanı'da akvaryum balıkları üretimi ve ihracatı konusunda başarılı olan ülkelerden bir tanesidir. Bu konu ile çalışan aile sayısı 3.000 dir. Üretilen balık varyetesi sayısı 500 dolayındadır

     Japonya, Çin gibi ülkelerde de bu konuda çok başarılı çalışmalar yapılmaktadır. Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere akvaryurn balıkları yetiştiriciliği su ürünleri yetiştiriciliği kapsamında bir çok ülke için önemli bir gelir kaynağı durumundadır. Akvaryum balıklarının bir çoğunun yumurtadan çıkıp pazara sevk süreleri, 3-5 .ay arasındadır. Bu nedenle ülkemizde özellikle güney bölgelerimizde açık havuzlarda yaz aylarında çok başarılı bir şekilde akvaryum balığı yetiştirme olanağı mevcuttur. Ayrıca kapalı tesisler içerisinde de yetiştiricilik yapılması da yaygın bir uygulamadır. Bu nedenle bu sektörün ülkemizde gelişmesi iç pazar açısından olduğu kadar ihraç bakımından çok yüksek olanaklar vardır ve konu üzerinde önemle durulmalıdır.


    

 




     ORTADOGU AKVARYUM
Bergama'da kurulu olan firma ülkemizdeki en büyük akvaryum balıkları üretim tesisidir. COŞKUN, CÜNEYT ve CEYHAN KAYALARLIOĞLU kardeşler tarafından kurulmuş ve yönetilmektedir. Yıllık kapasitesi 3 milyon dolayındadır. Firma tarafından üretilen balık varyete sayısı 50 civarında olup; lepistes, plati, kılıç kuyruk, melek, gromi, diskus, japon vs. gibi bir çok türü kapsamaktadır. Akvaryuın balıkları yetiştiriciliğinin ülkemizde de ticari ve teknik açıdan başarılı bir şekilde yapılabileceğini gösteren bir örnek olarak su ürünleri yetiştiriciliğimiz için örnek bir tesistir.

      Ülkemizde dış ülkelerden kontrolsuz şekilde ithal edilen balıklar genel olarak dayanıksızdırIar ve çoğunlukla akvaryum severler bu konuda aldatılmaktadırlar. Ülkemizde akvaryum balıkları yetiştiriciliği teşvik edilmeli ve benzer tesislerin artmasına çalışılmalıdır. Sektörün gelişmesi için ithalat kısıtlanmalı ve sadece ülkemizde üretilemeyen balıkların ithalatına izin verilerek sektörün gelişmesine ça!ışılmalıdır. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı'nın bu konu üzerinde durarak sorunu çözebileceği ve su ürünleri yetiştiriciliğinin bir kolu olarak sektörü geliştirebileceğini umuyoruz.

Tel: 0.232. 632 72 63